Kolera sınır tanımayan bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Her ne kadar günümüzde bu hastalık zaman zaman görülse de, eskiden çok daha etkili ve yaygındı. Kolera salgınlarını kontrol altına almayı düşünen tıpçılar bir tarafa, hastalığın tarihinde sömürgeci İngilizlerin ayrı bir yeri vardır…
Kolera, epidemi (salgın) ve pandemi (kıtalararası salgın) hâlini alabilen, insanda bulantısız kusma, karın ağrısız şiddetli ishal, kısa zamanda su ve elektrolit kaybına bağlı gelişen ve kısa sürede tedbir alınmazsa oldukça öldürücü bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastada şiddetli susuzlukla birlikte deri kurur, vücut ısısı düşer, baldırlarda kramplar başlar, akabinde deri morarır ve birkaç saat veya birkaç gün içinde ölüm gerçekleşir.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 52. sayısından (Aralık 2012) okuyabilirsiniz.
Anadolu’nun Kafkaslara açılan kapısı Kars, Kırım Harbi’nde destansı bir mücadeleye sahne olmuştu. Rus ordusunun bütün…
Andree ve iki yol arkadaşı, 1897 yılında hidrojenle dolu balonlarıyla Kuzey Kutbu’nu aşmayı hayal ederek…
Medine-i Münevvere’nin su ihtiyacının temin edilmesi için, Emevîler devrinde, birtakım çalışmalar yapıldı. Şehrin yakınlarında bulunan…
Bu defa yönümüzü, Aydın’ın kalbinde yer alan asırlık bir yapıya çeviriyoruz: Cihanoğlu Camii…
Buyurunuz, Yahya Efendi’nin sadece Beşiktaş sırtlarını değil, gönülleri de yeşerten menkıbesini satırlarda arayalım…
Rumeli’ye geçişin kahramanlarından Gazi Süleyman Paşa, Osmanlı tarihine “Rumeli Fatihi” olarak adını yazdırırken; Osmanlı neferlerinden…