Categories: Eser

Hoca Ahmet Yesevi’nin İbretlik Kapısı

(543 / 3,5 dakikada okuyabilirsiniz.)

Anadolu’nun İslâmlaşmasında büyük rolü olan Ahmed Yesevî Hazretleri’nin çift kanatlı türbe kapısının inceliklerini gelin beraber keşfedelim…

Aslı “kapığ” veya “kapuğ” olan kapı kelimesi; “etrafı kapalı (çevrili) bir mekân veya alana geçişi sağlayan açıklığı” ifade eder. Kapının masdarı olan “kap” kelimesinin manası; “kapamak, örtmek” manalarına gelir ki, kapının anlamı; “kapatan, örten” demektir. Tarihî binaların yapımında, giriş kapılarına özellikle önem verilmiştir ki bu kapılar binanın kullanım maksadı, zaman ve devrine göre farklılık arz eder. Bazıları yüksek ve büyükçe yapılırken, bazıları küçük ve kısadır. Tabi bunların hepsinin bir sebebi ve hikmeti vardır.

Günümüzde Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu hattındaki tarihî binalarda izlerini takip edebileceğimiz Orta Asya mimarîsinde de kapıların yeri ayrıdır. Yüksekçe ve büyük olanları, daha çok türbe ve camilerin giriş kapılarıdır. Bu kapıların büyükçe yapılmasının sebebi ise saygı ve tazim içindir.

Bununla beraber medrese ve hankahların (tekke) giriş kapıları, küçük olarak yapılmıştır. Bu da ilim irfan merkezi olan bu binalara girerken başı eğerek tevazu ile girilmesi içindir. Türkistan’da bulunan Hoca Ahmed Yesevî Türbesi’nin giriş kapısı büyük kapılardandır ki, Emir Timur tarafından 1396-1399 seneleri arasında yaptırılmıştır. Türbenin o zamandan bugüne dek muhafaza edilen tarihî parçalarından biri, bu çift kanatlı ahşap kapıdır.

Sâdâtı Sevmek Saadetin Anahtarıdır

3,70 x 2,10 metre büyüklüğündeki tarihî kapı, türbe ile aynı yaştadır. Tarihten bugüne miras olan ahşap kapı, el sanatı numunelerinden bir şaheserdir. Kapının ve metalden yapılmış kulplarının üzerinde süslü işlemelerle beraber Arapça ve Farsça yazılar da vardır.

Kapının kanatları üzerinde, dış üst kısımdaki dörtgen çerçeve içerisinde, sağ tarafta yer alan “Bâbü’s-sâdât, ma‘dinü’s-sa‘âdât” ifadesi; “sâdâtın (evliyaullahın, seyyidlerin) kapısı, saadetin madenidir.” manasına gelir. Sol taraftaki “Hubbü’s-sâdât, miftâhü’s-sa‘âdât” ibaresi ise “Sâdâtı sevmek, (maddî ve manevî) saadetin anahtarıdır.” demektir.

Bu beytin yazılı olduğu dörtgen çerçevenin alt hizasında, kapı kanatlarının her birinde, metalden yapılmış kulplar vardır. Mükemmel bir el sanatı şaheseri olan bu kulplar üzerinde nesih yazı ile bir hadîs-i şerîf yazılı olup, diğer tarafları çeşitli süsler ile süslenmiştir. Sağ kanattaki kulpun üst kısmında:

“Kâle’n-Nebiyyü aleyhisselâm”, yani, “Nebialeyhisselâm buyurdu ki” yazısı vardır. Sol tarafındaki kulpun üst kısmında ise:

 “ed-Dünyâ sâ’atün, fe’calhâ tâ’aten”, yani “Dünya bir anlıktır, onu taatla geçir.” hadîs-i şerîfi yazılıdır. Bu hadîs-i şerîfin alt kısmında kulpun bağlantı noktaları olup bunlar, kabartma olarak işlenen bir aslan kafası motifine raptedilmiştir.

Kapı Tokmağının Dili

Sağ ve sol kanat kapı kulplarına işlenen aslan kafaları ve alt tarafına işlenen aslan yavruları, şekil olarak farklıdır. Şöyle ki, sağ taraftaki aslanın gözleri kapalı ve baş kısmında tacı yoktur. Alt kısmındaki yavru aslan da aynı şekildedir. Bu kapının tokmağını çalınca, ince ses verir. Gözleri kapalı olan aslan dişi olup, kapıya bir hanım gelirse, bu tokmağı vurur ki içeridekiler, gelenin bir hanım olduğunu anlar. Gözleri kapatmak, mahremiyete riayet etmek lazımdır, demektir.

Sol taraftaki aslanın gözleri açıktır ve kafa kısmına tac işlenmiştir. Bakınca sol taraftaki aslanın, erkek olduğu hemen anlaşılır. Bunun hemen altına, iki gözü açık bir aslan yavrusu işlenmiştir. Bu kapı kulpunu vurunca kalın ses verir ki; kapıya er kişi gelirse bu kulpu çalar. Böylece içeriden kapıyı açacak olan, kapıya gelenin er kişi olduğunu anlar.

Bir ince nokta daha; kapı kulplarına aslan kafasının işlenmesi bir tesadüf değildir. “Türkistan’da eksik olmaz kahraman, her adımında yatar bir aslan.” atasözüne işarettir. Bugünlerde birçok kimsenin farkına varmadığı, dikkatini bile çekmediği bu tarihî eserdeki incelik, aslında İslâmiyet’in çok önem verdiği bir hassasiyet olan mahremiyet meselesine azamî derecede uyulması gerektiğine işaret etmektedir.

Yedikıta Dergisi

Share
Yazar:
Yedikıta Dergisi

Recent Posts

Karadeniz’in Çanakkalesi HARŞİT

Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…

3 hafta ago

İngiltere’den İstanbul Manzarası Mesut İnsanlar Panoraması

Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…

3 hafta ago

Gerze’nin Sevimli Misafiri Balina Aydın’ın İlginç Hikâyesi

Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…

3 hafta ago

Sarayda Kahve Nasıl İkram Edilirdi?

Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…

3 hafta ago

Büyük Selçuklu Sultanlarının Âlimlerle Münasebetleri

Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…

3 hafta ago

Liyakât ve Ehliyet Okulu Enderun İnfografiği

Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!

3 hafta ago