Röportajlar

“Herkes Hikâyeci ve Şair Olamaz Ama Bir Şeyler Yazabilir”

Yetiştiği aile çevresi vesilesiyle kitaplarla çocuk denecek yaşta tanışmış Mehmet Doğan. Bizzat okuyabildiği dakikadan beri de okumaya, anlamaya ve düşünmeye devam ediyor. “Merak duygusu insanı derinleştirir; işte bu merak sebebiyle tek yönlü değil çok yönlü okuyorum ben” diyen Mehmet Doğan Bey’i Ankara’da ziyaret ettik. Hayatına, ideallerine, kaygılarına dair sorularımızı samimiyetle cevapladı. İşte o sohbetten geriye kalanlar…

Hocam, özellikle sahanızla ilgili çalışmalarda D. Mehmet Doğan, zihinlerde yer etmiş bir isim. Size bu özelliği kazandıran prensipler, çalışmalarınız ve düsturlarınız nelerdir, anlatır mısınız?

İlk madde, okuma alışkanlığı. Bence kitap okuma merakı ailede kazanılan bir şeydir. Annem sadece okurdu; eski mektebe üç sene gitmiş. Babam da rüştiyede okumuş. Eski harflerle hem okur hem de yazardı. Evde onların kitapları vardı. Tabii biz okuyamıyorduk, ama onlar devamlı okuyorlardı. Muhammediye, Envârü’lÂşıkîn, Delâilü’l-Hayrat Şerhi, cenk kitapları ve saire. Tabii Kur’ân-ı Kerîm zaten okurlardı.

Bende de küçük yaşta bulunduğum çevre gereği başladı okuma alışkanlığı. Ama bunun okul döneminde güçlendirilmesi gerekiyor. Yazık ki, genellikle bizim okullar okumada caydırıcı etki uyandırıyor. Bir zaman yasaklar vardı; şunu okuma, bunu okuma diye. Milli Eğitim’in tavsiye ettiği kitaplar vardı, biraz bundan kaynaklandı. Ortaokuldaki Türkçe hocaları bizi okumaya hatta yazmaya teşvik ettiler. Eskiden tahrir dersi vardı, sonra kompozisyon oldu, ben de içine kapanık bir çocuktum; Türkçe öğretmeni bir şeyler yazmaya teşvik ede ede alıştırdı. Aynı zamanda yeni kitaplar okumaya da ortaokulda başladım. Beni ilk etkileyen edebi eser Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu.

Tabi daha önce Çocuk Haftası gibi dergileri takip ederdim. Çocuk kitapları okurdum. O zamanlar, 1960’lı yıllar ideolojik dönemlerdi. Bazı dergileri takip ettik. Zamanla okuyucusu olduğumuz bir derginin (Hareket) yazarı oldum. Ben şiir meraklısıydım, bazı şiirlerimi gönderirdim; onlar da yayınlardı. Neredeyse 50 sene oluyor. Yazı hayatına bu şekilde başlamış olduk.

Yazının devamını Yedikıta Dergisi 83. sayısından (Temmuz 2015) okuyabilirsiniz.

Mehmet Doğan

Recent Posts

Ölüm Yürüyüşünden Zaferle Dönenler Kore’de Türk Esirleri

Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…

4 gün ago

Bizans’ta Katalan Komutan Roger de Flor

Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…

4 gün ago

Dağlardan Çöllere Uzanan Serinlik: Buz Ticareti ve Karcılar

Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…

4 gün ago

Ortamahalle’den Ortahisar’a Trabzon Günlüğü

Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…

4 gün ago

İsmi Satır Aralarında Kalmış Bir Büyük Hattat Akşemseddinzâde Mehmed Zeynüddin

Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…

4 gün ago

İlimle Yükselen Medeniyet Selçuklular

Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…

4 gün ago