Osmanoğulları’nın bir uç beyliğinden cihan devleti olma yolunda çok az şehre nasip olmuştur Devlet-i Aliyye’ye başşehir olmak. Söğüt’te filizlenip sırasıyla Bursa’da kök salan, Edirne’de dallanıp budaklanan ve nihayetinde İstanbul’da koca bir çınara dönüşen Osmanlı Devleti’nin -unutulan ve günümüzde gurbette kalan- bir başkenti daha vardı; Dimetoka…
Tarih sahnesinde altı asırdan fazla hüküm süren Osmanlı Devleti’nin dünya coğrafyasındaki izlerinin çokluğu, tarihiyle mütenasiplik gösterir. Japonya açıklarında Ertuğrul Firkateyni’ne rastlarken, Açe’nin semalarını Osmanlı bayrağının süslemesi, Güney Afrika’da Ebubekir Efendi’nin mektuplarını okurken, Balkanlar’da bir zamanlar Osmanoğulları’na başşehirlik yapmış bir şehirle karşılaşmamız, Osmanlı’nın büyük bir cihan devleti olduğunu bizlere hatırlatır.
Şimdi o başşehirlik yapmış şehre yolculuğumuz, Dimetoka’ya… Edirne sınırına yakın olsa da Meriç Nehri’nin hemen öte tarafında yer alsa da sınırları aşmak, kontrollerden geçmek gerek, bu gurbetteki eski başşehre varmak için. Gönlümüzün hissi, havanın sisi ile buluşup bizi hüzünlendirse de eski vatan topraklarını görme arzumuz, umuda yolculuk ettiriyor.
Kilometrelerce tır kuyruğunda sınırı geçmeyi beklerken, sizi bu sırada bekletmeyelim ve şehrin tarihinde yolculuğa çıkaralım. Dimetoka’nın Osmanlı’ya başşehir olma hikâyesine bir bakalım…
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 178. sayısından (Haziran 2023) okuyabilirsiniz.
Tasavvufun derinliklerinde yoğrulmuş, ilim ve hikmetle mücehhez velî ve Peygamber neslinden olan Emir Sultan Hazretleri’nin,…
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Bu makalemizde Ârif Hikmet’in hem sanat anlayışına hem de Hatt-ı Sünbülî’nin tasavvufî estetiğine göz atıyoruz…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…