Gazi Ahmed Paşa Külliyesi

Güzel belde İstanbul’a Topkapı’dan girişte bizleri karşılayan Gazi Ahmed Paşa Külliyesi, hepimizin dikkatini çekmiştir. Bir vesileyle burayı ziyaret edenlerin zihninde, bu cami ve çevresindeki müştemilatı kim, hangi gayeyle inşa ettirmişti sualleri canlanmıştır. Yine külliyenin mimarî hususiyetleri, vakıf şartları ve geleceğe taşınan mirası ne idi? Bu yazımızda söz konusu soruların cevabını vermeye çalışacağız…

Kaynaklarda Kara sıfatıyla zikredilen Gazi Ahmed Paşa, vefatından kısa bir süre önce tesis ettiği vakfiyesinde şöyle yazıyordu: Vakfettiğim vakıfların gelirleri ile tüm giderler ödendikten sonra artan parası ile “Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazını kılan, zekâtını veren ve yalnız, Allah’tan korkup çekinen kimseler imar edebilirler.” âyet-i kerîmesi ve “Her kim Allah için bir mescid bina ederse Allah da onun için Cennet’te bir ev inşa eder.”  hadîs-i şerîfinde bildirilen övgülere mazhar olmak için, “İstanbul mahallelerinin münasip bir mahallesinde; tâk-i refî, revâkı menî‘, mehâsin ve dehâ-yı sanayii muhtevi bir cami-i münif yaptırılmasını; fakirlerin çocuklarına Kur’ân-ı Azîm talim olunmak ve Furkân-ı Kerîm telkîn edilmek üzere bir mektep inşasını; ilim ve marifetin şanına ve âlimlere ve ilme hürmet kasdı ile on altı oda ve bir dershaneyi havi bir medrese bina olunmasını, yine on altı odalı bir zaviye inşa olunarak, odaların her birinde kendisine dua edecek salih bir zatın iskânını istemiştir.  Ayrıca İbrahim’in (a.s.) yolunda bulunmak üzere bir imaret yapılacaktır ki bu imaret bir mutfak, bir taamhane (yemekhane), misafirlerin ikameti için birkaç oda, kiler, fırın, odunluk, ahır vesaireyi ihtiva edecektir.

Ahmed Paşa, işte bu salih niyetle yaptırmıştı külliyesini. Külliyenin, camiyi çevreleyen medresesi, sıbyan mektebi, çeşme, türbe ve hazireden oluşan binalar manzumesini hâli hayatta iken yaptırmaya başlamış ancak 29 Eylül 1555’te idamı üzerine, inşası durmuştu. Kara Ahmed Paşa’dan sonra sadrazamlık makamına tayin edilen Rüstem Paşa’nın, külliyenin yarım kalmasına gönlü razı olmaz. İnşanın tamamlanması için emir verir. Yedi yılda yapılan külliyenin mimarı ise Mimar Sinan’dır.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 178. sayısından (Haziran 2023) okuyabilirsiniz.

Salih Çavdır

Recent Posts

Ölüm Yürüyüşünden Zaferle Dönenler Kore’de Türk Esirleri

Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…

1 hafta ago

Bizans’ta Katalan Komutan Roger de Flor

Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…

1 hafta ago

Dağlardan Çöllere Uzanan Serinlik: Buz Ticareti ve Karcılar

Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…

1 hafta ago

Ortamahalle’den Ortahisar’a Trabzon Günlüğü

Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…

1 hafta ago

İsmi Satır Aralarında Kalmış Bir Büyük Hattat Akşemseddinzâde Mehmed Zeynüddin

Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…

1 hafta ago

İlimle Yükselen Medeniyet Selçuklular

Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…

1 hafta ago