Categories: Osmanlı Tarihi

Galiçya Bizim Neyimiz Olur?

Harita olmadan yerini dahi bilemeyeceğimiz, ismini pek duymadığımız hatta bazılarımızın ilk defa duyduğu Galiçya, bizi niçin alâkadar ediyor? Bu sorunun cevabı, geçmişte saklı…

Tarihte bazı hadiseler vardır ki hem anlatılması hem de anlaşılması zordur. İşte bunlardan biri de Birinci Cihan Harbi’dir. “Düvel-i Muazzama”nın, çıkarları için dünyayı kana buladığı savaştan, biz de nasibimizi aldık. Yemen’den Hicaz’a, Filistin’den Kafkaslara, Çanakkale’den Galiçya’ya pek çok cephede savaşmak zorunda kaldık. On binlerce vatan evladı, adını sanını bilmediği topraklarda kanlarını dökerek şehit oldular. Mehmetçiğin kahramanlık destanı yazdığı cephelerden birisi de Galiçya idi.

Galiçya, o zamanlar -1914 yılından bahsediyoruz- Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun sınırları içerisindeydi. İmparatorluğun bir eyaleti olan Galiçya, Avusturya ile Rusya arasında paylaşılamayan yerdi. Uğruna çok mücadele verilmiş, birçok kez el değiştirmiş en nihayetinde Avusturya egemenliğinde kalmıştı. Ancak, Dünya Savaşı başladıktan sonra Rusların ilk hedefi, Galiçya oldu. Çarlık Rusya’sı, hızlıca Berlin’e yürüyüp Almanları saf dışı bırakma niyetindeydi. Rus ordusunun batıya doğru ilerlemesinin önündeki yegâne engel, Galiçya idi.

Rus taarruzuna karşı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Almanya’nın desteği ile Galiçya cephesini açmak zorunda kaldı. Doğu cephesi olarak bilinen Galiçya’da, çetin mücadeleler verildi. Rus ordusunun karşısında tutunamayan Avusturya, bazı cephelerde bozguna uğradı. Almanlar, Rusların ilerlemesini durdurmak için takviye kuvvet yolladılar. Ancak gönderilen birlikler, Ruslar karşısında başarısız oldu.

Avusturya-Macaristan ordusunun ve bölgeye gönderilen Alman kuvvetlerinin Ruslar karşısında yetersiz kalması üzerine Alman genelkurmayı, Galiçya cephesine gönderilecek takviye kuvvetler arasında, Osmanlı askerlerinden de olmasını talep etti. Müttefiklerine yardım için gelecek Osmanlı askerleri, Rusların ilerleyişini durdurarak savunma hattı oluşturacaktı. Osmanlı Devleti, Almanların isteklerini olumlu karşıladı, kuvvet göndermeyi kabul etti.

Osmanlı’nın bütün cephelerinde savaş devam ederken, kendi sınırlarından uzak başka bir devletin topraklarına asker gönderme fikri, çokça tartışılmış, eleştirilmiştir. Harbiye Nazırı Enver Paşa ise tepkilere kulak asmamış, Galiçya’ya asker gönderilmesi gerektiğini savunmuştur. Hatta Galiçya ile birlikte Romanya ve Makedonya’ya Osmanlı kuvvetleri gönderilecekti.

Askerler İtina İle Seçilmiştir

Galiçya’ya gönderilecek askerler için Osmanlı Erkân-ı Harbiyesi, daha önce Çanakkale Cephesi’nde savaşan birliklerden oluşan 15. Kolordu’nun gönderilmesine karar vermiştir. Akabinde hazırlıkların ivedilikle ve gizli olarak başlatılmasını istemiştir.

Kolordunun kadro eksiği tamamlanırken ince eleyip sık dokunulmuştur. Emir gereği genç, kültürlü, fizikî ve askerî bakımdan en iyi subaylar ve erler seçilmiştir. Kolordunun başına Yakup Şevki Bey tayin edilmiştir.

15. Kolordu Komutanı Yakup Şevki Bey, Temmuz 1916’da verdiği bir emirde; er ve subayların kıyafet eksiklerinin tamamlanmasını, teçhizat konusunda hiçbir askerin eksik kalmamasını istemiştir. Hatta hayvan koşumlarının dahi bir düğmesinin eksik olmamasına özen gösterilmesini emretmiştir. Ayrıca kolordu hareket edene kadar askerlerin güç idmanı yapmasını, bol et yemelerini, talim ve yürüyüş eğitimlerini eksiksiz yapmalarını, yeni verilecek Rus tüfeklerinin öğretiminin tam olarak yapılmasını ve gidilecek yabancı ülkelerde yerel halkla nasıl irtibat kurulacağına dair bilgilerin askerlere verilmesini söylemiştir.

Kolordu komutanlarından bölük komutanlarına kadar tüm subayların dil bilmesi ehemmiyet arz etmektedir. Bölük altında çalışan daha alt rütbelerdeki askerlerin de en azından Türkçe haricinde Almanca ya da Fransızca konuşabilenlerden seçilmesine çalışılmıştır.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 196. sayısı (Aralık 2024) okuyabilirsiniz.

Kayıhan Çağlar

Recent Posts

İzmir Fatihi Emîr Timur

Şehrin Üçüncü fatihi Emîr Timur, binlerce kilometre mesafe kat edip Anadolu’ya kadar gelmiş, Ege sahillerine…

3 gün ago

Tepside Sunulan İstanbul

Birisine ikramda bulunulacağı zaman, tepsiler yardıma yetişir. Bu sefer tepsideki ikramlık, bir kahve yahut tatlı…

3 gün ago

Lakabını Eserinden Alan Âlim Muhaşşî Sinan Efendi

Kadılık, kazaskerlik ve müderrislik gibi vazifelerde bulunan Muhaşşî Sinan Efendi, Osmanlı ilmiyesinin önemli simalarından biridir.…

3 gün ago

Basra Körfezi’nde İnci Avcılığı

Genellikle süs eşyası olarak kullanılan inci bir zamanlar çok daha kıymetliydi ve ciddî servet kaynağıydı.…

3 gün ago

Sarayburnu Sırtlarının Âbidevî Eseriydi Artık Yerinde Yeller Esiyor Dârülfünûn

Bir zamanlar Sarayburnu’nda arz-ı endam eden Dârülfünûn binası, döneminin simge eserlerinden biriydi. Yapıldığı yıllarda büyük…

3 gün ago

Osmanlılar Ehl-i Bidate Geçit Vermedi

Ehl-i Sünnet itikadına muhalif görüş ve hareket içerisinde olanlar âlim veya şeyh de olsa, suçlarının…

3 gün ago