Çanakkale Boğazı’na bir köprü düşüncesi tarih boyunca var olmuştu. Bunlardan bir kısmı sadece düşüncede kaldı, çok az kısmı proje merhalesine gelebildi. Osmanlı’nın son devrinde hükümete sunulan bir proje, aslında Çanakkale Boğazı’na yapılacak bir köprü ve entegre demiryolları ile İstanbul’u İzmir’e bağlamayı hedefliyordu. Arşiv uzmanlarından Kasım Hızlı, Türk basınında ilk defa olmak üzere bu projeyi detaylarıyla yazdı…
Piyasayı henüz Çin mallarının işgal etmediği yıllardı. Sanayi Devrimi ve yeni ticaret yollarının keşfi ile dünya pazarının hâkimi durumuna gelen Avrupa, Osmanlı memleketindeki iktisadî hayatı da tekeline almıştı.
Avrupa endüstrisi ucuz üretim yapıyordu ve geniş bir pazar ağına sahipti. Osmanlı Devleti’nde ise Avrupa’nın gelişmiş endüstrisi ile rekabet edemeyen klasik atölyeler hâkimdi. Yöneticiler problemin farkındaydı ve modern Osmanlı sanayisini kurmak için kolları sıvadılar. 1840’ların başında devletin yönettiği bir dizi imalathane faaliyete geçti. İstanbul’un batı sahilinde Theodosios surları dışında bir sanayi bölgesi ortaya çıktı. Zeytinburnu’nda, Bakırköy’de tersane, Küçükçekmece’de baruthane inşa edildi. Amaç bir Türk Manchester ve Leeds’i, bir Türk Birmingham ve Sheffield’i idi. Kurulan tesislerin bir kısmı kendi kendini idare edebilirken, bir kısmı maliyeye yük olmaktan başka iş görmedi.
Yukarıdaki meselelere ek olarak, hammaddenin taşınabilmesi ve pazar ağının kurulabilmesinin olmazsa olmazı olan yol, köprü ve ulaşım ağı meselesi, halledilmesi gereken problemlerin başında geliyordu. Yabancı bir gözlemcinin dediği gibi: “İnsan daha derin olarak düşündükçe Türkiye’nin istikbalinin münhasıran bu küçük şeye, yol inşasına bağlı olduğuna daha katiyyetle kâni oluyor.”
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 103. sayısından (Mart 2017) okuyabilirsiniz.
Bir tarafta tarihin tozlu sayfalarına karışan, yıkılan, yakılan ve raflarında insanlığın hafızasını saklayan eski zaman…
Ücretsiz olarak erişim sağlayabileceğiniz en meşhur dijital arşiv ve kütüphaneleri sizler için derledik…
Orta Çağ’ın karanlık ve bilinmezliklerle dolu dünyasında, tüccarlar ve seyyahlar, yalnızca zorlu yolculuklarla değil, aynı…
Timur ordusu, savaş meydanlarında geçen otuz yıl boyunca hiç yenilgi yüzü görmemiş, âdeta durdurulamaz bir…
Kütüphaneler artık raflarla sınırlı değil. Elektronik kaynaklardan yapay zekâ destekli arşivlemeye, kütüphaneciliğin sınırları yeniden çiziliyor.…
Kütüphanelerdeki dijital dönüşüm ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada da devam ediyor. Bilginin dijital ortama aktarılma…
View Comments
başarılı bir yazı