Yeni doğan bebeklerin damağına ezilmiş hurma yahut bal sürme işine “tahnik” denir. Tahnik sünnettir. Kelime, lügatte “damağa sürmek” manasına gelir. Muhtelif hadîs-i şerîflerle sabittir ki Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.) bunu hem bizzat uygulamış hem de teşvik etmiştir.
Ashab-ı güzin hazaratı yeni doğan çocukları teberrük ve dua için Efendimiz Aleyhisselâm’a getirirlerdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de ismini koyar, dua eder ve bizzat tahnik yapardı. Hazret-i Hasan (r.a.) ve Hazret-i Hüseyin (r.a.) başta olmak üzere pek çok çocuğun tahniki, bizzat Peygamber Efendimiz tarafından yapılmıştır.
Tahnikte maksat, hayır ve berekettir. Çocuğun ağzına sürülen ilk lokmanın hurma gibi manen ve maddeten kıymetli bir gıda ve bu işin sünnet olması sebebiyle tahnik, asırlardır uygulanan bir güzel ameldir. Tahnik eden kişi salih ve âbid (ibadetlerine dikkatle devam eden), sözüne güvenilir, ilmiyle âmil, dinine hassas bir kişi olmalıdır. Bunun yanı sıra vücudu sıhhatli, hastalığı olmayan, temizliğe son derece titiz olmalıdır. Tahnik, alelusul yapılacak bir iş değildir. Uygulanma tarzı ve fikrî alt yapısı ile eğitimin ve terbiyenin ilk adımı olarak görülmüştür. Hatta Arap lisanında tahnik kelimesinin çeşitli sığaları “eğitim” manasıyla da kullanılmıştır. Bir eğitim serüveninin ilk adımının yahut okullar açılmadan evvel bazı çocuklara yapılan uyum programlarının “tahnik” olarak ifade edilmesi pekâlâ mümkündür.
Tahnik günümüzde de Türkiye’de ve tüm İslâm dünyasında uygulanan bir sünnet-i seniyyedir. Hayra, hakikî eğitim şuuruna ve nesillerin ihyasına vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan temenni ederiz.
Selçuklu sultanlarının Haremeyn’e olan bağlılıkları ve İslâm ümmetine hizmet etme arzusu, her şeyin üzerinde olmuştur.…
Çanakkale’de bir yanda düşmanla göğüs göğüse çarpışılırken, diğer yanda yakıcı sıcak, toz bulutları, sinekler ve…
Bir fotoğraf karesinin arkasında yer alan ifadeler, sadece bir fotoğrafı değil, o ânın içindeki bütün…
Tarihin en kudretli hükümdarlarından biri olan Sultan Süleyman Han’ın uzun ve zaferlerle dolu saltanatı, kudretinin…
Selçuklu döneminde sultanlarla birlikte vezirler ve önde gelen devlet adamları da mukaddes beldelere hizmet etmeyi…
Hac emîrliği, Abbasîler ve Selçuklular devrinde güvenliğin ötesinde siyasî ve dinî otoritenin de sembolü olmuştur.…