“Tarihimizi ne kadar biliyoruz?” diye kendimize sorsak, vereceğimiz cevap herhalde, “Çok bilmiyoruz!” olacaktır. Gerçekten de öyle. Asırlar önce ecdadımızın fethettiği, ismini dahi bilmediğimiz nice yerler var keşfedilmeyi bekleyen. İslâm sancağını ileri, hep ileri taşıma gayesinde olan Müslüman fatihler, bu şuurla nice beldelere gitmişler. Gitmekle kalmayıp İslâm medeniyetinin güzide eserleriyle süslemişler. Bu yazımızda anlatacağımız mevzu, bu kabilden olsa gerek. Yaklaşık 350 sene Müslüman hâkimiyetinde kalan “Balear Adaları”nın hikâyesini okuyunca, hem şaşırıyor hem de iftihar ediyoruz…
Balear Adaları, Akdeniz’de bulunan bir takımadadır. Mayorka (Mallorca), Minorka (Menorca), İbiza (Eivissa), Cabrera ve Formentera’dan oluşur. İspanya’ya bağlı, özerk statüdedirler. İber Yarımadası’nın 150 ila 200 kilometre doğusunda bulunurlar. Adaların yönetim merkezi, Mayorka’dır. 7. yüzyılın ortalarından Müslümanların fethine kadar Bizans İmparatorluğu’nun idaresi altında kalmıştır. Müslümanlar takımadaları “Balyar Adaları”, Mayorka’yı da “Mayurka” diye isimlendirmişlerdir.
Müslüman fatihler, ada sahillerinde ilk olarak 8. asrın başlarında görüldü. Adalara yönelik ilk İslâm akınları, Kuzey Afrika Fatihi olarak bilinen Musa bin Nusayr zamanında yapıldı. 707-708 senesinde Musa bin Nusayr’ın oğlu Abdullah tarafından gerçekleştirilen seferde, Müslüman denizciler, adaya çıkmakla kalmadı, adadaki bazı Bizanslı idarecileri, esir ederek Şam’a götürdüler. Böylece ada, Müslümanların hâkimiyetine girmiş oldu.
Balear Adaları’nın kesin olarak fethedilmesi, yapılan ilk seferin ardından 200 sene sonra gerçekleşti. Bu süre zarfında Müslümanlar, adalar üzerine birçok kez sefer düzenlediler. Ancak bu seferler, Müslümanlara cizye ödenmesi ve aleyhlerine, düşmana yardım etmemeleri şartıyla barışla sonuçlanmıştı.
Bir keresinde, ahitlerini bozarak isyan eden ada sakinleri üzerine, 848-849 senesinde Endülüs Emevî Devleti tarafından sefer düzenlenmiş, adaya gönderilen donanma, büyük ganimet elde ederek dönmüştü.
Müslümanların Balear Adaları’nı kesin olarak fethetmek yerine, vasalı hâline getirip sadece vergi almalarının makul bir sebebi olsa gerek. Müslümanlar Endülüs’te büyük bir devlet kurmuştular evet. Ancak Endülüs Emevîleri, Akdeniz’de düşmanla baş edecek kadar güçlü bir donanmaya henüz sahip değildi. Yine de ada sakinleri, iki asır boyunca Müslümanlara vergi vermek mecburiyetinde kaldı.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 190. sayısı (Haziran 2024) okuyabilirsiniz.
Anadolu’nun Kafkaslara açılan kapısı Kars, Kırım Harbi’nde destansı bir mücadeleye sahne olmuştu. Rus ordusunun bütün…
Andree ve iki yol arkadaşı, 1897 yılında hidrojenle dolu balonlarıyla Kuzey Kutbu’nu aşmayı hayal ederek…
Medine-i Münevvere’nin su ihtiyacının temin edilmesi için, Emevîler devrinde, birtakım çalışmalar yapıldı. Şehrin yakınlarında bulunan…
Bu defa yönümüzü, Aydın’ın kalbinde yer alan asırlık bir yapıya çeviriyoruz: Cihanoğlu Camii…
Buyurunuz, Yahya Efendi’nin sadece Beşiktaş sırtlarını değil, gönülleri de yeşerten menkıbesini satırlarda arayalım…
Rumeli’ye geçişin kahramanlarından Gazi Süleyman Paşa, Osmanlı tarihine “Rumeli Fatihi” olarak adını yazdırırken; Osmanlı neferlerinden…