Avustralya kamuoyunun Birinci Dünya Savaşı’na katılmak konusundaki isteksizliğinin sürdüğü 1915 yılının 1 ocak sabahında, Avustralya’daki Broken Hill kasabasında kanlı bir terörist saldırısı gerçekleşmişti. Görgü tanıklarına göre masum sivilleri taşıyan bir piknik trenine saldıranlar, bir dondurma arabasına Türk bayrağı asmışlar ve Osmanlı askerî üniformaları giymişlerdi. Bu hadisenin ardından gazetelerde büyük puntolarla “Türklerin saldırısı” vurgusu yapılmış; iki Türk’ün masum sivil insanları öldürdüğü yazılmıştı…
1915 yılının 1 Ocak sabahında Broken Hill’de gerçekleşen terörist saldırının zanlıları pusuya düşürdükleri trene ateş açtıktan sonra kendilerine müdahale eden milislerle de çatışmaya girmişler, olay yerinden kaçarken girdikleri bir çiftlik evinde kendilerini fark eden yaşlı bir adamı da yaralamışlardı. Zanlılardan biri çatışma sırasında, diğeri de yaralı olarak kaldırıldığı hastanede ölmüş, birkaç gün sonra saldırganların pusuya yattıkları kayanın dibinde bir intihar notu bulunmuştu. Hadise, ertesi günün gazetelerine “Türklerin Saldırısı” manşetiyle yansıtılmıştır.
Broken Hill saldırısının Türkiye’de gündeme gelişi 1962 yılında gerçekleşmiş, dönemin meşhur gezi yazarlarından biri, Hayat Tarih Mecmuası’nın Haziran sayısında tıpkı kendisinden sonra konuyu ele alacak olan diğer araştırmacılar gibi bu vakanın, Anadolu’dan binlerce kilometre uzakta, Türklere ait bir kahramanlık hikâyesi olduğu yanılgısına düşmüştü. Hayat Tarih Mecmuası’ndaki makalenin ardından günümüze kadar geçen yaklaşık yarım asırlık süre zarfında konuyu araştıran birçok akademisyen ve araştırmacı, saldırının aslıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir kurguya sahip makaleler, kitaplar kaleme almıştı. 1990’lı yılların başında Türkiye’nin Canberra Büyükelçiliği, Broken Hill saldırısını gerçekleştiren kişilere ait kemiklerin Türkiye’ye iadesini istemiş, hatta bu saldırganlar için bir anıt dikilmesi talebinde dahi bulunulmuştu. Çanakkale konulu araştırmalarıyla tanınan bir yazar, Broken Hill kasabasına giderek…
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Mart (55. Sayı 2013) sayısından okuyabilirsiniz.
İhtida kelimesi sözlükte, “doğru yolu bulmak, yol göstermek, hakikate ulaşmak” manasına gelen hidayet kökünden türemiştir.
İhtida eden Doktor Panayota, Eyüp Sabri ismini almış ve kısa bir süre sonra da namaz…
Tarihte ata dinini bırakıp İslâm’ı seçen ve değişik mesleklerden olup İslâm’a ve Osmanlı Devleti’ne hizmet…
İstanbul’un İlk Darphanesi Simkeşhane Şimdilerde Kütüphane
Gez dünyayı, gör Konya’yı demişler. Bakalım kısacık Konya turumuzda bizleri neler bekliyor?..