Aşina olduğumuz kelimelerden biridir düello. Spor müsabakalarından siyaset meydanına, gazete köşelerinden tutun da televizyon programlarına kadar birçok sahada rakipler veya rakip olarak görülenler, düelloya davet edilir. Peki, her türlü karşılaşmada bir hesaplaşma, meydan okuma ifadesi olan düellonun tarihi nedir ve nerede, hangi sebeplerle zuhur etmiştir?..
Mevzuya girerken ilk işimiz lügate müracaat olsun ki ecdadımızın usulüne uymuş olalım. Misalli Büyük Türkçe Sözlük’te “düello” maddesi: “Eskiden bazı ülkelerde iki kişi arasında belli kurallara uyularak kılıç ve tabanca gibi silahlarla şahitler huzurunda yapılan vuruşma. ” şeklinde izah ve ifade edilmiş. Düellonun etimolojik tahlili yapıldığında, kavramın Latince “duellum”dan geldiği ve sonradan İtalyancadan aktarılarak yayıldığı anlaşılmaktadır.
Tarihî Seyri İçerisinde Düello
Tarihî zaviyeden bakıldığında ise düello genellikle şövalyelikle ilişkilendirilir ve ortaya çıkışı da ondan az sonradır. Şövalyeliğin 10. yüzyılda Batı Avrupa’da ortaya çıktığı göz önünde bulundurulduğunda, şövalyelerin ister gösteri, ister eğitim, isterse herhangi bir düşmanlık sebebiyle bir düelloya girişmeleri, 9. yüzyılın sonuyla 10. yüzyılın ilk çeyreğinde başlamış olmalıdır.
Düello, insanlık tarihinin çok eski devirlerine kadar uzanmakla birlikte ilk düelloya dair kesin bilgiler, savaşlar esnasında tarafların en iyi askerlerinden birer tanesini öne sürdüğü veya bir kimsenin suçlu olup olmadığının aralarındaki çarpışmayla belirlendiği 10. ve 11. Yüzyılları işaret etmektedir. Düellonun ortaya çıkışına dair görüşlerden bizi daha çok alakadar eden ise; “suçlunun ve suçsuzun” çarpışmayla tespit edildiği kısmıdır. Bu yazıda “Düellonun Tarihi ve Osmanlı Düellocuları” makalesinden faydalandığımız Cem Doğan’ın da “yargısal düello” şeklinde tercüme ettiği bu sistem, klasik batı zihniyetinin tezahür ve teamüllerinden olan “haklı olanın güçlü değil, güçlü olanın haklı olduğu” anlayışını gösteren bir misaldir.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 125. sayısından (Ocak 2019) okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!
View Comments
İkiyüzlü Batı Medeniyetinin görünmeyen yüzlerini gösteren güzel bir yazı için teşekkür ederiz,
Milli ve Manevi değerlerimize bağlı olarak devletimizin hizmetinde batıdan alacağımız tek şey teknolojileri olabilir ancak.