Cihanda her şey zıddıyla kaim, zıddıyla daha iyi anlaşılır. Siyahın beyazı, ahiretin dünyayı, gündüzün geceyi daha iyi idrak edilebilir kıldığı gibi hastalık da sıhhatin kıymetini şu günlerde bizlere çok güzel öğretti, öğretmeye devam ediyor. Sıhhat aynı zamanda, değeri kaybedilince anlaşılan şeylerin de başında geliyor.
Şam’da doğup Göynük’te vefat etmiş olan, Fatih Sultan Mehmed’in “Benim zamanımda olduğuna sevinirim.” dediği, İstanbul’un manevî fatihi Şeyh Akşemseddin, aynı zamanda bir “tabîb-i hâzık”tı, yani mütehassıs hekim. İstanbul fatihinin maneviyatını yükselttiği gibi, hangi nebatın ne şekilde hazırlanırsa hangi hastalığa iyi geleceğini mükemmelen bilirdi. Üstelik sârî/bulaşıcı hastalıklar üzerinde ihtisas sahibiydi. Maddetü’l-Hayât isimli eserinde şunları yazar: “Hastalıkların çoğu insandan insana bulaşmak suretiyle zuhur eder. Bu ise gözle görülemeyecek kadar küçük, lakin canlı tohumlar vasıtasıyla olur.” Mikrobun bilimsel (!) olarak keşfinden asırlar önce, birbiriyle kaim iki zıddı; maddî ve manevî hastalıkları tedavi eden Akşeyh’e ait bu tespit, dikkate şayandır.
Koronavirüs sebebiyle herkesin elini eteğini dünyadan çektiği bu günlerde, sağlık ve salgına dair özel bir sayı hazırladık sizler için. Ve en önemlisi, yine bu karantina/muhafaza günlerinde dergimize daha sıhhî, daha hızlı ve daha rahat erişebilmeniz için Mayıs ve Haziran sayılarımızı internet üzerinden sizlere ulaştırmaya karar verdik.
Ecdadın, farklı bakış açısı sunan bir beytiyle bitirelim:
Mîde tehî ten dürüst / Kîse tehî dîn dürüst*
İstifadeli kıraatlarla/okumalarla geçireceğiniz, sıhhat ve afiyet dolu günler diler, bu vesileyle Kadir Gecenizi ve Ramazan-ı Şerif Bayramınızı şimdiden tebrik ederiz.
* (Mide boşsa ten/beden rahat olur, kese boşsa nefis azgınlık yapamaz, din rahat olur)
Önemli Not: Mevcut abonelerimizin abonelikleri 2 ay uzatılacaktır.
Tasavvufun derinliklerinde yoğrulmuş, ilim ve hikmetle mücehhez velî ve Peygamber neslinden olan Emir Sultan Hazretleri’nin,…
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Bu makalemizde Ârif Hikmet’in hem sanat anlayışına hem de Hatt-ı Sünbülî’nin tasavvufî estetiğine göz atıyoruz…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…