Üsküdar’da Tarihî Bir Yapı Altunizade Camii

Camiler şehri İstanbul’da keşfedilmeyi bekleyen birçok güzellik var. Birbirinden güzel ihtişamlı onlarca cami ve gökyüzüne uzanan pek çok minarelerin olduğu şehirde, nereye baksanız tarihî bir cami görürsünüz. İşte o camilerden birisi de Üsküdar Altunizade’de bulunuyor. İsmini bulunduğu semtte veren Altunizade Camii, birçok tarihî hadiseye şahitlik etmiş görülmeye değer güzellikte. Genellikle ehemmiyetini bilenlerin uğradığı tarihî yapıyı yakından tanıyalım…

Birçoğumuzun şehrin hızlı temposunda bakıp geçmekle yetindiği, meraklıların ve ehemmiyetini bilenlerin ise hem ibadet hem ziyaret için uğradığı Altunizade Camii, Üsküdar Altunizade mahallesinde bulunuyor. Bânîsi, bugün pek çoğumuzun yakinen aşina olduğu bu mahalleye de ismini veren, Osmanlı’nın son asrında yaşamış, hayırsever devlet adamı Altunîzâde İsmail Zühdü Paşa’dır.

Mimarî Hususiyetleri

Altunizade Camii, kâgir bir binadır ve Altunizade Külliyesinin ana unsurudur. Vaktiyle külliye; cami, hamam, sıbyan mektebi, muvakkithâne, dükkânlar, fırın ve imam-müezzin evinden meydana geliyormuş. Tam bir Osmanlı külliyesi formunda inşa edilen yapılar topluluğundan sıbyan mektebi ve muvakkithâne ile caminin tarihî şadırvanı günümüze ulaşamamış.

Cami, demir parmaklıklarla çevrili avlu içinde yer alıyor. Avlu kapısının üzerine kemervarî yerleştirilen mermer kitabe, Hattat Mehmed Râsim Efendi’nin imzasını taşıyor. Aynı zamanda caminin inşa tarihini (1865) de veren kitabenin şairi ise şair Senih’tir. Kitabesi ise şöyledir:

Bismillâhirrahmânirrahîm

Râh-ı Hak’da hayr edip Altûnîzâde eyledi / Ma‘den-i cûd u sehâsından nisâr-ı sîm ü zer

Yapdı bir câmi‘ ki oldu câmi‘-i nûr-ı mübîn / Kıt‘a-i elmasdan resmi latîf u hûbter

Seng-i târîhi mücevher olsa şâyândır Senîh / Oldu İsmâîl Efendi ma‘bedi hayru’l-eser

1282 [1865-1866] Ketebehû Râsim

Sadeleştirmesi:

Hak yolunda Altunizade İsmail Efendi iyilik edip, cömertlik madeninden altın ve gümüş sarf ederek bir cami yaptı ki apaçık nur olan bir cami oldu. Caminin görünüşü bir elmas parçasından daha latif ve daha güzeldir. Tarih taşı mücevher olsa layıktır Senîh, İsmail Efendi’nin camii en hayırlı eser oldu.

Cami, kare planlıdır ve tek kubbe ile örtülüdür. Ahşap kubbe kurşunla kaplıdır ve tepesinde ihtişamlı bir âlem bulunmaktadır. Kubbeyi taşıyan kemerler, uzaktan bakıldığında yarım kubbe intibaı verecek biçimde duvarlardan taşkın örülerek caminin cephelerine ayrı bir estetik hareket kazandırılmış. Cami, giriş cephesi hariç diğer cephelerin yüzüne sıralanmış duvar çıkıntıları arasına yerleştirilen çok sayıda büyük ve kemerli pencere sayesinde, bol ışık alıyor.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 169. sayısından (Eylül 2022) okuyabilirsiniz.

Salih Çavdır

Recent Posts

Karadeniz’in Çanakkalesi HARŞİT

Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…

3 hafta ago

İngiltere’den İstanbul Manzarası Mesut İnsanlar Panoraması

Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…

3 hafta ago

Gerze’nin Sevimli Misafiri Balina Aydın’ın İlginç Hikâyesi

Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…

3 hafta ago

Sarayda Kahve Nasıl İkram Edilirdi?

Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…

3 hafta ago

Büyük Selçuklu Sultanlarının Âlimlerle Münasebetleri

Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…

3 hafta ago

Liyakât ve Ehliyet Okulu Enderun İnfografiği

Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!

3 hafta ago