Geçtiğimiz günlerde İstanbul’dan yaklaşık 190 kilometre uzaklıktaki Uludağ’ın görüldüğü haberleri, halk arasında şaşkınlığa sebep oldu ve akıllara başlıktaki suali getirdi. Çünkü bu kadar uzak bir mesafenin İstanbul semalarından görülmesine pek ihtimal verilmemişti. Peki ya, hakikat neydi?
Yapılan araştırmalar bize göstermiştir ki Uludağ’ın zirvesi, tarih boyunca İstanbul’un birçok noktasından görülürmüş. Bizans’tan Osmanlı’ya ve günümüze kadar hep görüle gelmiş. Şimdilerde modern teknolojik aletlerle çekilen Uludağ manzaraları, eski çağlarda ressamlar tarafından tasvir edilmiş.
Eski İstanbul gravürlerinde seyyahların, ressamların İstanbul siluetlerinin arkasında Uludağ’ı pek çok defa resmettikleri, özellikle 18. ve 19. yüzyılda çizilen tablolarda açıkça görülüyor. Genellikle dağın doruk noktasını çizen ressamların tablolarını, sizlerle paylaşacağız.
Uludağ, elbette sadece gravür ya da çizimlerde tasvir edilmemiş. İstanbul’a gelen seyyahlar, gördükleri bu güzel manzarayı, hatıratlarında da anlatmışlar.
Misal, Avusturya’nın Kanuni Sultan Süleyman’a gönderdiği elçi heyetinde yer alan Busbecq, konakladığı Elçiler Hanı’ndan gördüğü Uludağ manzarasını şöyle anlatır: “Burası, İstanbul’un en kalabalık ve yüksekçe bir yerine inşa edilmiş. Arka pencereler, hoş bir deniz manzarasına hâkim. Deniz uzakta fakat sıçrayan yunusları ve balıkçıları seyredecek kadar da yakın. Çok uzaklarda Asya’daki Keşiş Dağı’nın (Uludağ) karlarla kaplı beyaz doruğu seçilebiliyor. Han, bütün rüzgârlara açık olduğundan sağlıklı denebilir…”
Yine başka bir Avrupalı seyyah, gördüklerini şöyle tarihe not düşmüştür: “Şehir merkezinden bakınca denizin öte yakasında uzanan Asya topraklarında Keşiş Dağı görülüyor. Her zaman karla kaplı bu dağın pek hoş bir görüntüsü var…”
Evliya Çelebi de Görmüştür
Avrupalı seyyahlar Uludağ’ın manzarasından bahseder de meşhur seyyahımız Evliya Çelebi anlatmaz mı hiç? Elli yılı aşkın bir süre dünyanın muhtelif ülkelerini gezen Evliya Çelebi, Seyahatnâme’sinde, hava bulutsuz olduğu takdirde Sultanahmet’in altı minaresinin ve İstanbul Yedikule Hisarı’nın Uludağ’dan görüldüğünü; Galata Kulesi bahsinde de kuleden bakıldığında Uludağ’ın, dürbünle bakıldığında da Bursa’nın imaretlerinin görüldüğünü yazar.
Diğer taraftan Uludağ’dan bakınca nerelerin görüldüğüne dair de malumatlar aktarır. Çelebi’ye göre: “Gökyüzüne uzayan Ruhban Dağı’nın (Uludağ) bu yüksek tepesinden Bursa’yı görmek mümkün değildir. Ancak Allah bilir, İstanbul’da Yeni Cami’nin altın yaldızlı minareleri, güneş vurduğu zaman İstanbul kalesine altın gibi parlar. Sadece İstanbul değil Tekirdağ, Gelibolu, doğuda ve güneyde Kütahya Tavşanlı kasabası ve nice kasabaları, köyleri Ruhban Dağı’ndan görmek mümkündür.”