Sultan İkinci Abdülhamid’in en büyük projelerinden Hamidiye Hicaz Demiryolu inşaatı sırasında dünyanın her yerinden yardımlar gelmişti. Şüphesiz bunların ekserisini, samimi Müslümanlar gönderdi. Ancak tamamen menfaat peşinde olanlar da vardı. Meşhur Yahudi Theodore Herzl de böylelerindendi…
Sultan İkinci Abdülhamid tarafından 1900-1908 yıllarında Şam ile Medine-i Münevvere arasında inşa ettirilen Hicaz Demiryolu, Osmanlı Devleti’nin İstanbul’dan başlayan demiryollarının bir bölümüdür. Bu hatla, Mukaddes Topraklar’a ulaşımı kolaylaştırmak ve hacıların daha güvenli bir şekilde hacca gidip gelmesi hedeflenmiştir. Bu demiryolunun yapımı için dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlardan yardımlar gelmiş, her yerde kampanyalar başlatılmıştır. Hicaz Demiryolu için açılan bağış kampanyasına Yahudi devleti heveslisi Theodor Herzl de katılmak ister, ancak Osmanlı Devleti tarafından bu istek münasip bir lisanla nazikçe reddedilir. Hadiseye dair olan bu ayki vesikamızda Herzl’in yapmış olduğu yardımın geri verildiği yazıyor. Fransızca belgede ise Herzl, yardım için verdiği çekin iade edilmesinin kendisini üzdüğünü ifade etmiş. Bu sözlerinden anlaşılıyor ki Theodore Herzl, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ı yumuşatmak ümidindedir. Hatıralarında geçtiği üzere Herzl, dönemin Viyana Sefiri ve mevzumuz olan belgeyi Viyana’dan gönderen Mahmud Nedim Bey’le de birtakım görüşmeler yapmış ise de isteğine bir türlü nail olamamıştır.
Günümüz Türkçesiyle:
Mâbeyn-i Hümâyûn Başkâtipliği’ne
Merhametli efendim,
Mösyö Herzl’in Hamidiye Hicaz Demiryolu inşaatına yaptığı yardımın kabulüne imkân olmadığından, bu maksatla verdiği iki yüz liralık çekin kendisine iadesi ve mezkûr çeki geri aldığına dair elinden belge alınarak takdim edilmesi padişahımızın iradesi gereğiydi. Bu konudaki talimata dair 1 Nisan 1902 tarihli ve 9855 numaralı mektubunuz elimize ulaşmış, gereği yerine getirilerek Herzl’den alınan belge, ekte takdim edilmiştir. Bu konuda emir ve ferman sizindir.
14 Nisan 1902
Viyana Elçisi
Mahmud Nedim
Metnin Transkripsiyonu:
VİYANA SEFÂRET-İ SENİYYESİ
Mabeyn-i Hümâyûn-ı Mülûkâne
Başkitâbet-i Celîlesi Cânib-i Âlîsine
Atûfetlü Efendim Hazretleri Mösyö Herçl’in (Herzl) Hamidiye Hicaz Demiryolu inşââtına vukû’ bulan i’ânesinin kabûlüne imkân olmadığından ol bâbda takdîm eylediği iki yüz liralık çekin kendisine i’âdesiyle mezkûr çeki geri aldığını mutazammın elinden bir kâğıt alınarak arz ve takdîmi muktezâyı irâde-i seniyye-i cenâb-ı pâdişâhîden bulunduğunu âmir 22 Zilhicce sene 1319 tarihli ve 9855 adedli tahrîrât-ı aliyye-i mün’imâneleri resîde-i cây-ı ta’zîm ve tekrîm olarak ol vechile îcâb-ı âlîsi bi’licrâ alınan varaka leffen arz u takdîm kılınmış olmağla ol bâbda emr ü ferman hazret-i men-lehü’l-emrindir.
Fî 5 Muharrem sene 1320 ve fî 1 Nisan
sene 1318
Viyana Sefîri
Bende
Mahmud Nedim
Theodore Herzl, Budapeşteli orta sınıf bir ailenin çocuğuydu. Viyana Üniversitesi’nde hukuk eğitimi aldı. Avukat sıfatını taşısa da yazarlık yaptı ve çeşitli oyunlar yazdı. Siyonizm üstüne tafsilatlı çalışmalar yaptı. En büyük hayali bir Yahudi devletinin kurulmasıydı. Herzl, Filistin topraklarında Yahudi devleti kurmak için İngilizlerle anlaşmış, Alman İmparatoru İkinci Wilhelm’in Osmanlı sultanı ile arası iyi olduğundan onunla da münasebet kurmak istemiş fakat başarılı olamamıştı. Polonyalı diplomat ve gazeteci Newlinsky ile İstanbul’a gelen Herzl, dönemin sultanı İkinci Abdülhamid Han ile görüşmeye çalıştı. 19 Haziran 1896 tarihinde Newlinsky, Sultan İkinci Abdülhamid ile görüşmeyi başardıysa da Filistin’e Yahudi yerleşimi meselesine soğuk bakan sultan, Filistin’de özerk bir Yahudi devletini “kesin bir dille” reddetmiştir.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!
View Comments
Yahudilerin, Filistin'e yönelik yerleşme, yurt ve bağımsız ülke kurma operasyonları Temmuz 1882'lerde resmen başlamıştır. Önceleri batılı Yahudi zenginlerin Filistin'den para ile yahudiler için Osmanlı'dan toprak satın alma girişimleri ile başlayan bu operasyonlar, Siyonizm'in lideri Theodor Herzl'in 1896-1902 yılları arası tam beş defa İstanbul'u ziyaret ederek amacına ulaşmak için yaptığı girişimlerle yeni bir boyut kazanmıştı. Sultan İkinci Abdülhamid Han Hazretleri Theodor Herzl'in her teklifini -vaat ettiği para ve medya desteğine rağmen- kesin bir dille reddetmiş, padişah, arkadaşı Newlinski aracılığı ile Theodor Herzl'e şu ültimatomu göndermişti:
"Eğer Bay Herzl, senin arkadaşın ise ona söyle, bu meselede ikinci bir adım atmasın. Ben bir karış dahi olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsüldâr kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan, tekrar kanlarımızla örteriz. benim, Suriye ve Filistin alaylarımın askerleri birer birer Plevne'de şehit düşmüşlerdir. Bir tanesi bile geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanında kalmışlardır. Devlet-i Âliyye bana ait değil, Türk milletinindir. Ben onun hiç bir parçasını veremem. Bırakalım Yahudiler milyonlarını saklasınlar; benim imparatorluğum parçalandığı zaman Filistin'i karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat bizim cesetlerimiz parçalanarak, bu ülke taksim edilebilir. Ben, canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına asla müsaade edemem."
Bu cevapla Sultan, ne kadar ileri görüşlü, ne kadar vatansever ve ne kadar zeki olduğunu bir kere daha ispatlamıştır. Kuyruk acısı çekenler hala onu kötüleyip dursunlar bakalım.