Tecrübe Konuşuyor

Tarihçilik Ömür Boyu Talebeliktir

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarih bölümünün emektar hocalarından Prof. Dr. Abdülkadir Özcan’ın evinde kütüphanesi, çalışma prensipleri, tarihçilik anlayışı üzerine zevkli bir sohbet yaptık, hatıralarını dinledik…

Kısaca meslekteki geçmişinizden, tarihçilik maceranızdan bahseder misiniz hocam?

1968 yılında İzmir Namık Kemal Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne kayıt yaptırdım. Ama tarih bölümüne değil; o dönemki adıyla Arap Fars Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’ne. Amacım bu iki önemli Doğu dilini öğrenip, şarkiyat konularında çalışmaktı. Tarihçilik yok henüz kafamda. Tabi o yıllar okullarda işgallerin, boykotların bol olduğu yıllar. Okullar bazen süresiz tatil edilir. Dolayısıyla o dört yıl içerisinde sağlam bir Arap Fars dilleri eğitimi alamadım ben. Yine de sınıfın en iyilerindendim. Tabi o dönemlerde bir de sertifika usulü vardı. Esas sertifikam Arap Dili ve Edebiyatı, yardımcı sertifikalarım Fars Dili ve Edebiyatı. Tarihten iki sertifikam vardı: Genel Türk Tarihi ile Yeniçağ Tarihi. Baktım Arap-Fars’ta fazla istediğim şeye ulaşamayacağım; bölüm değiştirdim. Beşinci yarıyılın sonunda tarih bölümüne geçtim.  O da epey zor oldu. Çünkü benden sonra Arap-Fars’tan hemen hemen sınıfın yarısı bölüm değiştirmeye kalktı ve bir ara bölüm değiştirme durduruldu. Orada öğrendiğim Arapça-Farsçamı tarih bölümünde kullandım. Malum, eski Osmanlı Türkçemizin ana yapısı iyi bir Arapça-Farsça bilgisi gerektirir. Dolayısıyla orada birden temayüz ettim tabi. Hatta bölümün en zor hocası kabul edilen Bekir Kütükoğlu hocanın dikkatini çektim. Gene son sınıfa kadar akademisyen olmak aklımda yoktu. Ama hocanın o disiplinli hali beni cezbetti doğrusu. Tarihe olan ilgimi daha da artırdı ve doktora yapmaya karar verdim. 1972’de mezun olduğumda mezuniyet tezi zorunluydu; lisans tezi. Hatta lisans tezim uzamıştı. Bekir Hoca çok telaşsız bir insandı; Allah rahmet eylesin. Bir misafir gelse her şeyi bırakır, onunla meşgul olur…

Yazının devamını Yedikıta Dergisi Ekim (74. Sayı 2014) sayısından okuyabilirsiniz.

Prof. Dr. Abdülkadir Özcan

Share
Yazar:
Prof. Dr. Abdülkadir Özcan

Recent Posts

Ölüm Yürüyüşünden Zaferle Dönenler Kore’de Türk Esirleri

Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…

3 gün ago

Bizans’ta Katalan Komutan Roger de Flor

Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…

3 gün ago

Dağlardan Çöllere Uzanan Serinlik: Buz Ticareti ve Karcılar

Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…

3 gün ago

Ortamahalle’den Ortahisar’a Trabzon Günlüğü

Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…

3 gün ago

İsmi Satır Aralarında Kalmış Bir Büyük Hattat Akşemseddinzâde Mehmed Zeynüddin

Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…

3 gün ago

İlimle Yükselen Medeniyet Selçuklular

Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…

3 gün ago