Mevlanzade Rıfat: “Vakaların gizli teşvikçilerine bakınca hürriyet, adalet ve eşitlik adı altındaki yalanları ile Selanik’te teşkil edilip memleketi yıkmaya, Osmanlı milletleri arasına birbirine saldıracak derecede fitne ve fesat sokulmasına memur edilen ‘İttihat ve Terakki’ namındaki komitenin maksadının Meşrutiyet idaresine değil, Yahudilerin emellerine hizmet etmek olduğuna şüphe kalır mı? Malumdur ki Sultan Abdülhamid Han’ın tahttan indirilmesinden sonra Osmanlı hükümetinin idaresi tam manasıyla Siyon Yahudi cemiyetinin İttihat ve Terakki namındaki teşkilatına tâbi ümera ve rical eline geçti…”
Tarih bize gösterdi ki, bir asırdan beridir bu coğrafyada türlü oyunlar, türlü entrikalar sahneye kondu ve halen de konmaktadır.
Bu cepheden, Osmanlı sonrasındaki İslam dünyasına ve bugünün en kanlı coğrafyalarından birisi olan Filistin ve Osmanlı’nın toprakları üzerinde kurulmuş diğer devletlerin durumlarına bakılırsa, tam bir asırdır bu topraklarda kan, gözyaşı ve ihanet olduğu pek âlâ görülür. Bu bir asır, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın tahttan indirildiği günden (27 Nisan 1909) beri geçen süredir. O zamandan beri bütün İslam toplulukları –ki bunların çatısı eskiden Osmanlı idi- idarî, siyasî, iktisadî ve askerî bakımdan perişan durumdadırlar. Meselenin en dikkat çekici tarafı ise elem ve ızdırap içinde kıvranan bu milletler, yine kendi idarecileri tarafından kandırılmaya devam edilmektedir.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 54. sayısından (Şubat 2013) okuyabilirsiniz
Tasavvufun derinliklerinde yoğrulmuş, ilim ve hikmetle mücehhez velî ve Peygamber neslinden olan Emir Sultan Hazretleri’nin,…
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Bu makalemizde Ârif Hikmet’in hem sanat anlayışına hem de Hatt-ı Sünbülî’nin tasavvufî estetiğine göz atıyoruz…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…