Anadolu Selçuklu Devleti’nin muhteşem sultanı Alâeddin Keykubad devri (1220-1237), ilim ve irfanın zirveye ulaştığı altın çağdır. Zira Moğol istilası sebebiyle Türkistan, Harezm ve Horasan’dan ayrılmak zorunda kalan birçok mutasavvıf, âlim, derviş ve şeyh, Anadolu’ya gelmiş, Selçuklu sultanlarının maddî ve manevî destekçileri, danışmanları olmuşlardı. Anadolu’da birçok tekke ve zaviye kurmuşlar, özellikle Sultan Alâeddin Keykubad’ın destek ve ilgisini kazanmışlardı. Bu durum, 13. asır Anadolu’sunda sosyal, ekonomik, dinî ve kültürel hayatı büyük ölçüde etkilemişti…
Başta Sultan Birinci Alâeddin Keykubad olmak üzere tüm Anadolu Selçuklu Devleti sultanlarının, kültür ve medeniyet hizmeti için ilim ve irfan ehline değer verip sahip çıktıkları görülür. Bu hassasiyet, onlardan Osmanlılara miras kalır. İlim yuvası olan medreselerde tahsil ücretsizdi ve vakıf gelirleri, talebelerin geçimini temin için kullanılmıştı.
İslâmî ilimlerin yanında müspet ilimlerin de tahsil edildiği medreseler genellikle külliyenin parçası olup yanına, darüşşifa denilen hastane, cami, kütüphane, zaviye, mescid, hankah (zaviye/tekke), kervansaray ve imaret de yapılmıştır. İslâm ülkelerinden birçok âlim, Sultan Keykubad zamanında bu ilim menbalarında ders okutmuştur.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 149. sayısından (Ocak 2021) okuyabilirsiniz.
“Serhaddin ucunda bir gölge, bir dua gibi durur bazı yerler. Deliorman da onlardan biridir; sessiz,…
Cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, son seferinden hemen önce yazdığı vasiyetnamesinde su hizmetinden bahsediyordu…
Anadolu topraklarında dikilitaş formundaki en büyük Türkçe kitabe, Germiyanoğluları zamanında dikilmiştir. Kütahya’da bulunan kitabe, taş…
“Her gün için bir parça ekmeğim ve ibadet edeceğim bir mescidim olsun, bu bana yeter.”
Bir şehir nasıl marka olur? Veya bir şehir nasıl pazarlanır? Bu sorulara en isabetli cevabı,…
Bu makalemizde İslâm şehirciliğinin ilk dönemlerine ve şehir müelliflerinin ilk misallerine temas edeceğiz…