Categories: Dünya TarihiManşet

Soğuk Savaş’ın Kirli Yüzü Palomares Olayı

Bu hayatta başımıza en kötü ne gelebilir ki demeyin. Çünkü dikkat edin, başınıza nükleer bomba düşebilir! 1966’da Güney İspanya’nın küçük bir köyünde yaşayan insanların başına da tam olarak bu geldi. Silahlanma yarışının zirve yaptığı Soğuk Savaş yıllarında, bir Amerikan uçağı, insanların hayatını altüst edecekti…

Takvimler, 17 Ocak 1966’yı gösteriyordu. İspanya’nın Almeira şehrine bağlı küçük balıkçı köyü Palomares, ılık bir kış sabahına uyanmıştı. Köy sakinleri, her zamanki rutin işleriyle meşguldü. Birazdan göreceklerinden habersiz, sıradan ama huzurlu hayatlarına devam ediyorlardı. Yerel balıkçı Francisco Simo Orts, erken saatlerde denize açılmış, Alboran Denizi’nde karides avlamaktaydı. Saat 10.30 civarında, gökyüzünden inen bir paraşüt dikkatini çekti. Paraşütün ucunda bir cisim asılıydı. Francisco, düşen şeyin ne olduğunu çıkaramamıştı; gözü önünde gökyüzünden süzülerek, Akdeniz’in serin sularında gözden kayboldu.

Aynı saatlerde Palomares sakinleri de gökyüzüne baktıklarında, çok farklı bir sahneye şahit olmuşlardı. İki dev ateş topu, hızlıca onlara doğru ilerliyordu. Birkaç saniye içerisinde binalar sarsılmış, Palomares kırsalına şarapnel parçaları düşmeye başlamıştı. Halk, korku dolu bakışlarla olan biteni izledi. Yoksa savaş mı çıkmıştı? Öyle ya Soğuk Savaşı’n en kritik dönemi yaşanmaktaydı. Dünya basınında sürekli Amerika ve Sovyetlerin birbirlerine karşı güç gösterisi yer almaktaydı. Gerçeği ise kısa sürede öğreneceklerdi. Palomares’i hareketli günler bekliyordu.

Chrome Dome Operasyonu

Aynı gün gece geç saatlerde, Kuzey Carolania’daki Seymour Johnson Hava Üssü’nden, bir B-52 bombardıman uçağı havalandı. Görevi, Atlantik Okyanusu ve Akdeniz’i geçerek, Sovyetler Birliği’nin Avrupa sınırlarına ulaşmak ve oradan tekrar geri dönmekti. Bu, rutin bir devriye uçuşu değildi. Zaten böyle görevlerde bombardıman uçakları kullanılmazdı. Öyleyse bir bombardıman uçağının, böyle uzun mesafeler katederek Rusya sınırlarına gelmesinin sebebi ne olabilirdi? Cevap, aslında Soğuk Savaşı’n sıcak atmosferinde gizliydi.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 204. sayısından (Ağustos 2025) okuyabilirsiniz.

Emre Boyacı

Recent Posts

Balkanlarda Müslüman Kimliğinin Kalbi Deliorman

“Serhaddin ucunda bir gölge, bir dua gibi durur bazı yerler. Deliorman da onlardan biridir; sessiz,…

2 hafta ago

Kanuni Sultan Süleyman Han’ın Son Vasiyeti

Cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, son seferinden hemen önce yazdığı vasiyetnamesinde su hizmetinden bahsediyordu…

2 hafta ago

Anadolu’da Taşa Kazınmış En Büyük Türkçe Kitabe Taş Vakfiye

Anadolu topraklarında dikilitaş formundaki en büyük Türkçe kitabe, Germiyanoğluları zamanında dikilmiştir. Kütahya’da bulunan kitabe, taş…

2 hafta ago

Nizâmülmülk’ün Manevî Dünyası

“Her gün için bir parça ekmeğim ve ibadet edeceğim bir mescidim olsun, bu bana yeter.”

2 hafta ago

Marka Şehir Londra

Bir şehir nasıl marka olur? Veya bir şehir nasıl pazarlanır? Bu sorulara en isabetli cevabı,…

2 hafta ago

İslâm Şehir Tarihçiliğinin İlkleri

Bu makalemizde İslâm şehirciliğinin ilk dönemlerine ve şehir müelliflerinin ilk misallerine temas edeceğiz…

2 hafta ago