Osmanlı saray hayatı tamamen dış dünyaya kapalı idi ve buradaki hayat hakkında en küçük bir bilgi dışarıya çıkmazdı. Sonradan anlatılan ve ekserisi hayal ürünü olan harem hikâyeleri tamamen uydurma ve bilhassa batılıların geniş muhayyilelerinin eseridir…
Osmanlı Sarayı’nda hayat süren kadınlar ve bilhassa padişah anne ve hanımları hakkında bugüne kadar çok şeyler yazıldı ve söylendi. Buna rağmen bu yazılanların pek çoğu birkaç padişah hanımı ve annesi üzerinde yoğunlaştı.
Bazı isimler oldukça iyi bilinmekle beraber bunların, padişah haremindeki hayat şartlarının ne olduğu meselesi hakkında fazla bir şey yazılamamıştır. Çünkü bu hususta ne yazılı bir metin ne de ciddî bir kaynak mevcuttur. Zira, saray haremi padişahın en mahrem hayat mekânıdır ve bunun hakkında kimsenin bir söz söyleme yahut yazma hakkı yoktur. Bu sebeple harem hakkında daima bir esrar perdesi vardır.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 71. sayısından (Temmuz 2014) okuyabilirsiniz.
Haziran 1908’de Baltık Denizi kıyısındaki Reval şehrinde, İngiltere’nin kral ve kraliçesi ile Rusya’nın çar ve…
Avrupa’da yaygın olan cüzzam hastalığı, haçlıların Kudüs’ü işgaliyle başka coğrafyalarda da görülmeye başlamıştı. Bu hastalığı…
Toprak, bir milletin hafızasıdır. O hafızanın en derin satırlarını ise mezar taşları yazar. Her biri…
Eskişehir’in doğusunda, Sakarya Nehri’nin sessiz pınarlarından hayat bulan verimli bozkırlarda, iki kardeş ilçe yükselir: Çifteler…
Sultanların saltanatına değer katan seçkin âlimlerden biri de, Sultan Fatih’in en büyük destekçilerinden Fenârîzâde Ali…
Ordusu, müneccimlerin vereceği haberi beklerken o, okuduğu âyet-i kerîmelerle askerlerine en büyük dayanağı sağlamıştı…