Osmanlı kadını çocuk bakımı ve terbiyesinde, çok fertli ailenin en etkin kişisidir. Şemseddin Sami, kadının toplum içindeki ehemmiyetini şöyle dile getirir: “Kadın, cemiyet-i beşeriyenin esası, ahlâk-ı umumiyenin rüknü, aile denilen ve insanı canavarlıktan çıkarıp medenileştiren bir mukaddes bağın ukdesi, insaniyetin bir bahçesidir.”
Klasik dönem Osmanlı cemiyetinde aile, içtimâî hayatın temelidir. Hatta devlet ricali, her türlü idare fonksiyonunu konaklarından yürütmekteydi. Bu yüzden ayrı devlet binaları yoktu.
Genellikle bir avluda ailenin üç kuşağa mensup fertlerinin yaşadığı haneler, aynı zamanda ekonomik bir bağ ve gücün de alt yapısını oluşturmaktaydı. Buna aynı mahallede oturan yakın akraba ve kardeşlerin ailelerinden meydana gelen daha geniş bir topluluğun da dâhil olduğunu düşünürsek, aile yapısının büyüklüğü ve bağların kuvvetiyle ilgili bir fikir sahibi olabiliriz. Böylece ekonomik gücün yanında birbirinin zincirleme kefili olan yakın insanlardan müteşekkil sosyal bir topluluk meydana gelmekteydi.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Şubat(42. Sayı 2012) sayısından okuyabilirsiniz.
Tasavvufun derinliklerinde yoğrulmuş, ilim ve hikmetle mücehhez velî ve Peygamber neslinden olan Emir Sultan Hazretleri’nin,…
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Bu makalemizde Ârif Hikmet’in hem sanat anlayışına hem de Hatt-ı Sünbülî’nin tasavvufî estetiğine göz atıyoruz…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…