Her hususta liyakate önem veren Osmanlı, bina yapımında da vazifeyi, ehline verirdi. Bina yapımında çalışan kişiler, mahir ve başarılı uzmanlardan seçilirdi. Sadece uzmanların değil, inşaatta kullanılacak malzemenin de iyi olmasına dikkat edilirdi. Şimdi, bu mevzu ile alâkalı belgeler ışığında, kısa bilgiler vermeye çalışacağız…
Osmanlı imar sisteminde mimarlar, Hassa Mimarlar Ocağı’nın başkanı olan Mimarbaşı’ya bağlı olup yapılacak işe göre uzmanlaşmış kişilerden görevlendirilirdi. Meselâ suyolu yapılacaksa suyolu üzerine uzman mimar, köprü yapılacaksa köprü inşasında uzman mimarlar tayin edilirdi. Hiçbir görev rastgele değil, işin ehline verilmeye özen gösterilirdi. Öyle ki liyakati hakkında şüphe uyandıranlar görevden alınır, mimarlıkta ehil kişiler görevlendirilirdi.
Meselâ 1714 Ocak ayında Edirne, İstanbul ve Bursa kadılarına gönderilen bir fermanda, Edirne’deki neccar (dülgerlik), doğramacı ve taşçı taifesinin başı olan mimar Ebûbekir Efendi’nin, mimarlık ve mühendislikte mahareti olmadığından görevinden alındığı, yerine Hacı Hasan’ın tayin olunduğu bildirilmiştir.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 176. sayısından (Nisan 2023) okuyabilirsiniz.
Düzlüklerinde savrulan her bir toz zerreciği dahi buram buram tarih kokar Merv’in. Sanki akıp giden…
Timurlu mimarîsi, pek çok farklı coğrafyadan taşıdığı izlerle Orta Asya’daki İslâm sanatının zirvesidir. Sonraki devirler…
Osmanlı ilim ve irfan geleneğinin parlak simalarından Halîmî Çelebi, ilmiyle âmil, ahlâkıyla mümtaz bir âlimdir.
Selçuklu sultanları ve devlet adamları, kitaplara duydukları hürmeti, ülkenin dört bir yanında inşa ettikleri kütüphanelerle…
“Türk insanı şefkatlidir, ailesine düşkündür. Evlilik ve aile bağlarına genel olarak Avrupalılardan daha çok saygı…
Orta Çağ’dan kalma şatoları, dev araç fabrikası ve Bavyera Ordu Müzesi’nde sergilenen Osmanlı çadırıyla Ingolstadt,…