Sultan İkinci Abdülhamid devrinde milliyetçilik akımlarının, devleti tehdit ettiği bir zamanda İslâm Birliği fikrine bağlanan Osmanlı Hükümeti, Uzak Doğu’ya ve Afrika’ya temsilciler göndererek İslâm dünyasını uyandırmayı gaye edinmişlerdir. Bu maksatla Sultan İkinci Abdülhamid’in Yıldız İstihbarat Teşkilatı’na hizmet eden bazı özel Osmanlı münevverlerinden birisi de Muhammed Ali Efendi adında bir diplomattı ki, Osmanlı ajanı olarak neredeyse tüm Asya ve Afrika’yı gezerek istihbarat toplamıştı…
Muhammed Ali Efendi, Gürcistan asıllı olup Fatih Camii etrafındaki sekiz medreseden biri olan Baş Kurşunlu Medresesi’nden icazet almış ve 1891 yılında eğitimini Mısır ve Mekke-i Mükerreme’de tamamlamıştı. 1894 yılında İstanbul’a döndüğünde, saray çevresinde bilgi ve zekâsıyla tanınmaya başlamıştı. Arapça, Farsça, Türkçe, Gürcüce ve Urduca’yı mükemmel konuşup yazabilen ve Çince, Japonca, İngilizce ve Malayca’yı konuşabilen Muhammed Ali Efendi, entelektüel ve cesur bir karaktere sahipti.
Sultan Abdülhamid’in kurduğu Yıldız İstihbarat Teşkilatı, yurt dışında vazife yapmak için vatana ve hilafete bağlı Osmanlı münevverlerini bünyesine katıyordu. İşte Muhammed Ali Efendi’nin o sıralarda teşkilata girdiği anlaşılıyor. Zira Yemen’den İstanbul’a dönüşünden kısa bir süre sonra onun Arap Yarımadası’na, Çin’e ve oradan Orta Afrika’ya geçip yerli Müslümanlarla görüşmelerde bulunduğu görülüyor.
Muhammed Ali Efendi, Afrika kıtasından başka Uzak Doğu’da da aktif görev yapmış ve yerli Müslümanlarla irtibat kurmuştur. Fransız arşiv kaynakları Muhammed Ali Efendi’nin İstanbul’dan Japonya ve Çin’e gidip Müslüman liderlerle görüştüğünü rapor eder. Hakikaten Sultan İkinci Abdülhamid’in o devirde Çin’de bir İslâm Üniversitesi kurdurduğunu göz önüne alırsak, mütevazı bir din âlimi görünümüyle Muhammed Ali Efendi’nin bu tarihî projede mühim rol aldığını düşünmek yanlış olmayacaktır.
O tarihlerde, Avrupalıların da müdahil hatta sebep olduğu iç karışıklıklarla mücadele eden ve pek çok Müslüman nüfusa sahip Çin’e bir Nasihat Heyeti gönderilmişti. Heyetin başında, Mirliva (Tuğgeneral) Hasan Enver Paşa bulunmaktaydı. Kurmay Binbaşı Nazım Bey, tercüman Viçinço Kinyoli ve din âlimi Müderris Mustafa Şükrü Efendi de ona refakat ediyordu. Bu heyet, Çin’deki görevinden sonra Rusya’ya da geçmiş ve birtakım görüşmelerden sonra İstanbul’a dönmüştü. Çin’deki Müslümanların durumu ve halifeye bağlılıkları hususunda gerekli istihbaratı sağlayan bu heyetten sonra Muhammed Ali Efendi gezgin gibi Çin’e gider. Burada önde gelen Çinli Müslüman liderlerle görüşmelerde bulunur.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 119. sayısından (Temmuz 2018) okuyabilirsiniz.
Düzlüklerinde savrulan her bir toz zerreciği dahi buram buram tarih kokar Merv’in. Sanki akıp giden…
Timurlu mimarîsi, pek çok farklı coğrafyadan taşıdığı izlerle Orta Asya’daki İslâm sanatının zirvesidir. Sonraki devirler…
Osmanlı ilim ve irfan geleneğinin parlak simalarından Halîmî Çelebi, ilmiyle âmil, ahlâkıyla mümtaz bir âlimdir.
Selçuklu sultanları ve devlet adamları, kitaplara duydukları hürmeti, ülkenin dört bir yanında inşa ettikleri kütüphanelerle…
“Türk insanı şefkatlidir, ailesine düşkündür. Evlilik ve aile bağlarına genel olarak Avrupalılardan daha çok saygı…
Orta Çağ’dan kalma şatoları, dev araç fabrikası ve Bavyera Ordu Müzesi’nde sergilenen Osmanlı çadırıyla Ingolstadt,…
View Comments
Ey Koca Sultan Ya Sen Olmasaydın Son Demlerinde Devlet-i âliyye nin hali nice olurdu....