“Her gün için bir parça ekmeğim ve ibadet edeceğim bir mescidim olsun, bu bana yeter.”
Nizâmülmülk, gerçek adıyla Kıvâmuddîn Ebû Ali el-Hüseyin b. Ali b. İshak b. Abbas et-Tûsî, 1018 tarihinde, Horasan’ın Tûs şehri yakınlarındaki Nevkan köyünde dünyaya gelmiştir. Babası, bölgenin saygın ailelerinden birine mensup, zengin bir çiftçi olan Ebü’l-Hasan Ali b. İshak, annesi ise Tûs’un önde gelen ailelerinden Abdullah Hamîdüddîn et-Tûsî’nin kızıdır. Küçük yaşta annesini kaybeden Nizâmülmülk, babası tarafından büyütülmüştür.
Genç yaşlardan itibaren ilme büyük ilgi duyan Nizâmülmülk, Kur’ân-ı Kerîm’i ezberleyip Arapçayı ileri seviyede öğrenmiş, Şâfiî mezhebine ait fıkıh kitapları üzerinde derinlemesine çalışmalar yapmıştır. Ayrıca hadis ilmi ile ilgilenmiş ve bu alanda da bilgi sahibi olmuştur. Edebiyata olan merakı, onu, dönemin tanınmış hocalarından Ebû Mansûr Şücâ gibi isimlerden ders almaya yöneltmiştir. Nîşâbur’da Ebü’l-Kâsım el-Kuşeyrî’ Hazretleri’nden, Bağdat’ta ise Ebü’l-Hattâb gibi meşhur âlimlerden ilim tahsil etmiştir. Bu dönemde, devlet yönetimi, siyaset ve yönetici ahlâkı konusunda da eğitim alarak ileride kuracağı büyük idarî sistemin temellerini atmıştır.
Nizâmülmülk, babası vefat edince Horasan’a dönüp bir süre Gazneli Devleti’nde çeşitli görevlerde bulunmuş, ancak kısa süre sonra, babasının da hizmet ettiği Selçuklulara yönelerek Sultan Alp Arslan’ın hizmetine girmiştir.
Sultan Alp Arslan, Nizâmülmülk’ün dürüstlüğünü, güvenilirliğini ve dindarlığını takdir etmiş, onu kısa sürede en yakın danışmanlarından biri yapmıştır. Alp Arslan, vefatından önce oğlu Melikşah’a, Nizâmülmülk’e güvenmesini ve onu vezir olarak görevlendirmesini vasiyet etmiştir. Melikşah tahta çıktığında, Nizâmülmülk onun yanında yer almış, Horasan’ın idaresini üstlenmiş ve bu görevini başarılı bir şekilde yerine getirmiştir.
Sultan Alp Arslan’ın oğlu Melikşah’a bıraktığı meşhur vasiyeti, Nizâmülmülk’e duyduğu güvenin bir göstergesidir: “Onu, sana bir baba olarak bırakıyorum. Onun tavsiyelerine karşı gelme!”
Nizâmülmülk, Sultan Alp Arslan ve Melikşah dönemlerinde yaklaşık 30 yıl boyunca vezirlik yapmış, bu süre zarfında yalnızca bir vezir değil, Selçuklu devlet geleneğinin kurucusu ve uygulayıcısı olmuştur. Büyük Selçuklu coğrafyasında, sultanın ardından en yetkili şahıs olarak hükmetmiştir.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 205. sayısından (Eylül 2025) okuyabilirsiniz.
“Serhaddin ucunda bir gölge, bir dua gibi durur bazı yerler. Deliorman da onlardan biridir; sessiz,…
Cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, son seferinden hemen önce yazdığı vasiyetnamesinde su hizmetinden bahsediyordu…
Anadolu topraklarında dikilitaş formundaki en büyük Türkçe kitabe, Germiyanoğluları zamanında dikilmiştir. Kütahya’da bulunan kitabe, taş…
Bir şehir nasıl marka olur? Veya bir şehir nasıl pazarlanır? Bu sorulara en isabetli cevabı,…
Bu makalemizde İslâm şehirciliğinin ilk dönemlerine ve şehir müelliflerinin ilk misallerine temas edeceğiz…
Hayatın kendisi zaten bir macera olarak başımıza gelirken tarihte şehir şehir gezen tüccarlar, maceranın üzerine…