Asırlar boyunca Müslümanların ibadet niyetiyle ziyaret ettiği Mekke-i Mükerreme, Arap Yarımadası’nın Hicaz isimli batı bölgesinde ve Cidde’nin 100 kilometre doğusunda bulunuyor. Bu mukaddes şehir, bağrında Müslümanların kıblesi Kâbe-i Muazzama, Zemzem Kuyusu, Makâm-ı İbrahim, Hacerü’l-Esved gibi daha birçok kıymeti muhafaza ediyor. Bunlardan Hacerü’l-Esved veya Hacer-i Es’ad, büyükçe bir cennet yakutu olup Beytullah’ın doğu köşesinde 1,5 metre yükseklikte gümüşten bir mahfaza içinde korunuyor. 30 cm çapında, elips biçimindeki bu mübarek taşın, siyaha yakın, koyu kırmızı parlak rengi ve kendine has bir kokusu bulunuyor…
Hacerü’l-Esved, Makam-ı İbrahim ile beraber Cennet’ten indirildiğinde bembeyaz ve berrak bir yâkut iken sonradan rengi siyahlaşır. Bu yüzden el-Hacerü’l-Esved terkibi Arapçada “siyah taş” manasına gelir. Tabiri caizse, Kâbe-i Muazzama’nın yüzündeki ben gibidir.
Hacerü’l-esved imiş Kâ’be yüzünde kara ben
Hâcıyım sa’y ederim ol haceri öpmeye ben
Hacerü’l-Esved, Hazret-i Âdem (a.s.) tarafından yeryüzünde inşa edilen ilk bina olan Kâbe-i Muazzama’ya yerleştirilir. Nuh (a.s.) Tufanı’nda Beytullah semaya kaldırıldığında, Hacerü’l-Esved de Ebu Kubeys Dağı’na emanet edilir. Bilahare Hazret-i İbrahim (a.s.), Kâbe-i Muazzama’yı yeniden inşaya başlar ve tavafın başlama noktasını belli etmek için Hacerü’l-Esved’i, Ebu Kubeys’ten alıp şimdiki köşesine yerleştirir.
Harem-i Şerif’in zaman içinde sel, yangın gibi çeşitli afetlere ve insanların saldırılarına maruz kalması neticesinde, Hacerü’l-Esved’de de bazı hasarlar ve parçalanmalar meydana gelir. Ancak her defasında bunlar büyük bir titizlikle tamir edilir. İslâmiyet’ten evvelki devirlerde Huzâalıların Mekke’den çıkardığı, Cürhümlülerin sakladığı Hacerü’l- Esved, uzun aramalardan sonra bulunarak tekrar yerine konulur. Bundan sonra Mekke’deki Arap kabilelerinin her biri onun muhafazasına daha fazla ehemmiyet gösterirler.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 120. sayısından (Ağustos 2018) okuyabilirsiniz.
Haziran 1908’de Baltık Denizi kıyısındaki Reval şehrinde, İngiltere’nin kral ve kraliçesi ile Rusya’nın çar ve…
Avrupa’da yaygın olan cüzzam hastalığı, haçlıların Kudüs’ü işgaliyle başka coğrafyalarda da görülmeye başlamıştı. Bu hastalığı…
Toprak, bir milletin hafızasıdır. O hafızanın en derin satırlarını ise mezar taşları yazar. Her biri…
Eskişehir’in doğusunda, Sakarya Nehri’nin sessiz pınarlarından hayat bulan verimli bozkırlarda, iki kardeş ilçe yükselir: Çifteler…
Sultanların saltanatına değer katan seçkin âlimlerden biri de, Sultan Fatih’in en büyük destekçilerinden Fenârîzâde Ali…
Ordusu, müneccimlerin vereceği haberi beklerken o, okuduğu âyet-i kerîmelerle askerlerine en büyük dayanağı sağlamıştı…