“Cilt”, kitapları koruyan bir mahfaza ve iç güzelliğini yansıtan bir örtü olmasının yanında, mücellitlerin elinde en güzel şekilde işlenerek bir sanat eseri haline dönüşmektedir.
Eskiler, “zâhir bâtının aynasıdır” sözüyle, içteki güzelliklerin insanın dışına yansıdığına işaret etmişlerdir. Aynı darbımeseli, kitap süsleme sanatlarından biri olan ciltçilik için de kullanmak mümkündür.
Arapça “deri” manasına gelen “cilt”, nasıl bir mahfaza ve örtü olmasının yanında, iç güzelliğin aynası vazifesini görmekteyse; kitapları koruyan, örten ciltler de mücellitlerin (cilt yapan kişi) elinde en güzel şekilde işlenerek bir sanat eseri haline dönüşmektedir.
Cilt kelimesinin rağbet bulmasının önemli bir sebebi de bu iş için en uygun malzemenin deri olmasıdır. Yani cilt sanatının belli bir gelişmeye ulaşmasında, dericiliği iyi bilmenin de mühim yeri vardır. Bunun yanı sıra cilt sanatını, hat, tezhip, minyatür, katı’, murakka, hâk ve ebrû gibi sanatların bir mahsulü olarak görmek yerinde olur. Zira, cilt yapımında bu sanatların hepsinden faydalanılmaktadır.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Aralık (16. Sayı 2009) sayısından okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!