Muallimliği ve öğretme aşkından dolayı “muallim” lakabıyla tanındı. Yemez içmez, varını yoğunu kitaba yatırırdı. Binlerce öğrenci yetiştirmiş, birçok kitap ve makaleler yazmış, ardında on bin cildin üzerinde kitap bırakmıştı…
Bir ilim ve kültür abidesi. Ömrünü kitaplara vakfeden ayaklı bir kütüphane. Tarihine ve milli değerlere sahip çıkan bir vatan sevdalısı. Kıymetli talebeler yetiştiren bir hoca. Pek çok değerli kitaba imza atmış bir yazar. Türk arşivciliğinin temellerini atmış bir hamiyetperver.
Muallim Mehmed Cevdet 1883’te Bolu’da doğmuştur. Babası Evkaf Memuru Mehmed Said Efendi’dir. Aslen Rumelili olan aile, 93 Harbi’nden sonra Bolu’ya göçmüş, Cevdet burada doğmuştur. İlk ve ortaokulu Bolu’da, liseyi ise vilayet merkezi Kastamonu’da tamamlamıştır. Daha sonra İstanbul’a giden Cevdet, Darülmuallimîn-i Âliye’nin (Erkek Öğretmen Okulu) Edebiyat bölümünü birincilikle bitirmiş, bir müddet de İstanbul Hukuk Mektebi’ne devam etmiştir. Aynı yıllarda Bayezid Camii’ndeki Arapça derslerini takip etmiş, kendi gayretiyle Farsça, Fransızca ve Almanca da öğrenmiştir.
Daruşşafaka, Robert Koleji ve Şemsülmekâtip gibi özel okullarda öğretmenlik yapan “Bolulu Mehmed Cevdet Bey”, bu yıllardan itibaren “Muallim Cevdet” olarak tanınmaya başladı. Bakü İslam Cemiyet-i Hayriyesi’nin daveti üzerine 1907’de Bakü’ye gidip 13 ay orada kalmış ve Füyûzat adlı öğretmen okulunu kurmuştur…
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Eylül (73. Sayı 2014) sayısından okuyabilirsiniz.
Orduya katılanlarla, tayin edilen kumadanlarla, savaş için kat edilen mesafeyle, karşılaşılan düşmanın büyüklüğüyle, dönüş yoluyla…
Size bir yerden bahsedeyim. Dünya haritasında küçük bir nokta, ancak İslâm tarihindeki yeri devasa bir…
Eminönü’nde inşa edilen ve bir Ni’me’l- Ceyş hatırası olan Arpacılar Camii, 571 yıldır ayakta. Akşemseddin…
Dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusuna sahip olan Endonezya, yeraltı-yerüstü zenginlikleri ve bulunduğu stratejik konumu nedeniyle,…
“Ey oğul! Allah’tan kork, takva sahibi ol! Halkın malına mülküne el uzatanları affetme!” “Sana söylediğim…
Hayal edin! 1950’lerin başında Kısıklı’dan bindiniz tramvaya… Yolculuğunuz, Üsküdar Meydan’a. O hafif eğimli tatlı rampadan…