Kışın Sefere Çıkılır mı?

“Kış mevsiminde sefere mi çıkılırmış?” diye sorulsa, vereceğimiz cevap büyük ihtimalle “Hayır!” olacaktır. Ancak, Osmanlı için aynı durum söz konusu değildir. Karlı ve zorlu hava şartlarının hüküm sürdüğü kış mevsiminde çıkılan bir sefer vardır ki, Osmanlı tarihinde müstesna bir yere sahiptir. Dilerseniz, şimdi buyurun sefere…

Osmanlı devlet geleneğinde, sefere ne zaman çıkılacağı bellidir. Baharın gelmesiyle başlayan seferler, kış mevsimine kadar devam ederdi. Fakat bazı beklenmedik gelişmeler, bu geleneği bozabilirdi. Meselâ Sultan Üçüncü Murad’ın saltanat yıllarında, 1584’te çıkılan sefer, buna güzel bir örnektir. Osmanlı tarihinde nadir görülen bu kış seferi, Kırım üzerine yapılmak istenmiştir.

Osmanlı’nın en kudretli devrinde dünyaya gelen Sultan Üçüncü Murad, dedesi Kanuni Sultan Süleyman’ın mirası üzerinde tahta çıkmış; doğuda ve batıda büyük fetihlerin devam ettiği zamanlarda hükümdarlık yapmıştı.

Yavuz Sultan Selim Han ile Doğu Anadolu topraklarında başlayan Osmanlı-Safevî mücadelesi, Kanunî Sultan Süleyman Han ile birlikte Azerbaycan, Gürcistan ve Irak’ın ilerisine, Hazar Denizi’ne kadar taşınmış; uzun yıllar süren savaşlar yapılmıştır. Sultan Murad Han da dedelerinin siyasetini takip ederek, İslâm dünyasında fitne çıkaran Safevîlere göz açtırmamıştır.

Osmanlı Ordusunun Yükünü Hafifletenler

Safevîler üzerine yapılan seferlerde Kırım kuvvetleri, çok büyük önem arz ediyordu. Seferlere 100 bin kişilik askeriyle iştirak eden Kırım hanları, doğuda ve batıda çetin savaşlarda Osmanlı’ya can suyu olmuşlar, ordunun yükünü hafifletmişlerdi. Ancak 16. asrın sonları, Osmanlı ile Kırım hanları arasındaki münasebetlerin yavaş yavaş bozulmaya başladığı yıllardır. Vaziyet, savaş zamanlarında cepheye de yansır.

Sultan Üçüncü Murad Han, 1581 yılında İran seferi için Kırım hanı Semiz Mehmed Giray Han’dan cepheye gitmesini istemiştir. Kırım hanı bu isteği geri çevirmese de savaş meydanına kendi gitmez, istenilen miktarda askerle kardeşlerini gönderir. Hanın, padişahın emrine itaat etmemesi, payitahtta hoş karşılanmasa da ses çıkartılmaz.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 174. sayısından (Şubat 2023) okuyabilirsiniz.

Kayıhan Çağlar

Recent Posts

Ölüm Yürüyüşünden Zaferle Dönenler Kore’de Türk Esirleri

Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…

4 gün ago

Bizans’ta Katalan Komutan Roger de Flor

Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…

4 gün ago

Dağlardan Çöllere Uzanan Serinlik: Buz Ticareti ve Karcılar

Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…

4 gün ago

Ortamahalle’den Ortahisar’a Trabzon Günlüğü

Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…

4 gün ago

İsmi Satır Aralarında Kalmış Bir Büyük Hattat Akşemseddinzâde Mehmed Zeynüddin

Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…

4 gün ago

İlimle Yükselen Medeniyet Selçuklular

Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…

4 gün ago