Yıllardır binbir emekle toplayıp kitaplaştırdığı kartpostallarla bizleri eski devirlerdeki mukaddes hac yolculuğuyla buluşturuyor Murat Kargılı Bey. Kitabında yer verdiği kartpostallar, tarihten günümüze hac ve hacılar, Haremeyn-i Şerifeyn’deki değişim ve yurtdışında hac gibi konularda maziden güzide hatıralar sunuyor…
İçindeki malzemenin çoğu kartpostallar olan bir hac kitabı hazırladınız. Bu tercihin sebebi nedir?
Bu, bir anda verilmiş bir karar değil aslında. 1996 yılında ilk defa umreye gittim. Tabii oradaki manevi haz anlatılamaz, bambaşka bir şey. Ama sanki bir şey eksik kaldı. O eski haclar, babamın, dedemin anlattıkları, yaşadıkları, o mekanlarda eskiye ait şeylerin kalmaması… O günden bugüne yani 96’dan bugüne bile çok şey eksildi. Onun üzerine ben kitap toplamaya başladım. Kitap toplarken gravür topladım, onu toplarken fotoğraf ve kartpostal toplamaya başladım. Daha sonra “Bunlardan bir şey yapılır mı acaba?” dedim ve önce hepsiyle birlikte bir şey yapmaya çalıştım. Sonra baktım kartpostallarla daha önce bir şey yapılmamış. Hiçbir yerde olmayan bir anlatıma sahip malzeme, o yüzden ben de hepsini bir kenara ittim, kartpostal üzerine yoğunlaştım. 15 yıl kadar kartpostal biriktirdik, sonra onları dizdik ve hikayeleştirdik.
İlk aldığınız kartpostalı hatırlıyor musunuz?
Eşim dedesinden kalma bir kartpostal hediye etmişti bana. İlk şimşek orada çaktı. Abdülkadir Geylani Hazretleri’nin türbe-i şerifesiydi ilk kartpostalım. İlk hazzı o kartla yaşadım. Bereketi o kartpostaldır. Bir kart kutum vardır ve hala en üstte o kartpostal durur. Onun bereketiyle arşivim büyüdü, çoğaldı. Hiç olmayacak yerlerden kartlar aldım.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 85. sayısından (Eylül 2015) okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!