Sanat Tarihi

Işık Hadisesi Görenleri Hayrete Düşürüyor!

Her yıl mart ayında Siirt’in Tillo ilçesi enteresan bir ışık hadisesine şahitlik ediyor. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri 280 yıl önce üstazı İsmail Fakirullah Hazretleri için yaptırdığı türbeye 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde ışığın girmesini sağlayacak bir sistem planlamıştı. Asırlardır devam eden ışık hadisesi; türbe, hemen yanındaki kule ve tepede bulunan duvar-kalenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkıyor…

İbrahim Hakkı Erzurumî, “Yeni (Rûmî) yılın ilk gününde doğan Güneş’in ilk ışığı şeyhimin kabrini aydınlatmazsa ben o Güneş’i neyleyim!” diyerek şeyhi İsmail Fakirullah Hazretleri için Siirt’in Tillo (Aydınlar) ilçesinde, 1734 yılında bir türbe yaptırmıştır. Bu türbenin hususiyeti, Güneş ışığının her yıl ekinoks (gece ve gündüzün eşit olduğu) günlerinde yani 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde, şeyhinin kabrine düşmesidir. Astronomi ilminde mahir olan İbrahim Hakkı Hazretleri’nin birçok eseri vardır. Bu eserlerinden en meşhur olanı Marifetnâme’dir. Marifetnâme’de astronomi ile alakalı olarak Dünya’nın günlük ve yıllık hareketini, Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerin Güneş’e göre konumlarını, kutup yıldızını, enlem ve boylam tayini ve bunlara benzer birçok mevzuyu anlatmıştır. 21 Mart ve 23 Eylül’ün İlk Işıkları Türbeye Giriyor Din ilimleri gibi Tıp ve Astronomi gibi fen ilimlerine de vakıf olan İbrahim Hakkı Hazretleri şeyhi İsmail Fakirullah Hazretleri’nin vefatından sonra ona hürmeten ve muhabbeten inşa ettirmiş olduğu türbenin hemen yanı başına on metre yüksekliğinde içinde mercek olan bir kule; türbe ve kuleye yaklaşık 3 km uzaklıktaki tepeye de harçsız bir duvar-kale inşa etmiştir. İbrahim Hakkı Hazretleri’nin 3×3 metre ebadında yaptırdığı bu kaleye Kal’atü’l-Üstad denilmiş. Duvarda, iki tuğla büyüklüğünde (25×25 cm) bir pencere açıp burayı nişangâh yapmıştır. 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde aynı doğrultudaki kule ve kaleyle hizalanan güneşin ilk ışıkları, temsili resimde de görüldüğü gibi evvela tepede bulunan kalenin penceresinden geçer, kuledeki aynada kırılarak türbenin penceresinden içeri girer ve birkaç dakika boyunca Fakirullah Hazretleri’nin başucunda kalır.

Yazının devamını Yedikıta Dergisi Mart (67. Sayı 2014) sayısından okuyabilirsiniz.

Yakup Emre

Recent Posts

Reval Görüşmeleri (1908)

Haziran 1908’de Baltık Denizi kıyısındaki Reval şehrinde, İngiltere’nin kral ve kraliçesi ile Rusya’nın çar ve…

4 hafta ago

Cüzzamlılar

Avrupa’da yaygın olan cüzzam hastalığı, haçlıların Kudüs’ü işgaliyle başka coğrafyalarda da görülmeye başlamıştı. Bu hastalığı…

4 hafta ago

Betona Gömülen Hatıralar

Toprak, bir milletin hafızasıdır. O hafızanın en derin satırlarını ise mezar taşları yazar. Her biri…

4 hafta ago

Sakarya Nehri’nin Doğduğu Topraklarda Bir Osmanlı Mirası Mahmudiye ve Çifteler

Eskişehir’in doğusunda, Sakarya Nehri’nin sessiz pınarlarından hayat bulan verimli bozkırlarda, iki kardeş ilçe yükselir: Çifteler…

4 hafta ago

Fatih Sultan Mehmed Han’ın Sırtını Yasladığı Âlim Fenârîzâde Ali Çelebi

Sultanların saltanatına değer katan seçkin âlimlerden biri de, Sultan Fatih’in en büyük destekçilerinden Fenârîzâde Ali…

4 hafta ago

Timur Han’ın Hindistan Seferi

Ordusu, müneccimlerin vereceği haberi beklerken o, okuduğu âyet-i kerîmelerle askerlerine en büyük dayanağı sağlamıştı…

4 hafta ago