İcazetnameler, hocaların talebelerine verdikleri nasihatler ve tavsiyeler noktasından da son derece orijinal metinlerdir. Keşaplı Şaban Efendi ve Kilcizade Muhammed Ali Efendi’ye verilen icazetnameler, bunun en güzel örneklerinden…
Zamana Meydan Okuyan İftihar
(İcazetname Örneği -1)
İcazeti Veren: Mehmed Nuri Efendi
İcazet Verilen: Keşaplı Şaban Şerefeddin Efendi
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Hamd, kıyamete kadar parlak ve nurlu şeriatı/İslâmiyet’i var eden; tevhit inancına mensup olan milleti meşhur âlimler silsilesiyle güçlendiren; onları, derslerin bahçelerinden yüce ilimlerin meyvelerini toplamaya, en değerli varlıkların semasından ilmin aydınlığını almaya muvaffak kılan Allah’a olsun. Öyle ki bu ilimleri, nesilden nesile faziletli kimseler nakletmiş ve onları tahsil etmek için yüce karakterli insanlar birbiriyle yarışmışlardır. Salât ve selam, Kitâb-ı Mübîn’in sırları kendisine verilmiş olan, insanları cehaletin karanlığından ilmin aydınlığına çıkaran efendimiz ve yardımcımız Muhammed’in (s.a.v.), hikmetlerin sembolü, ilmin hazineleri ve ümmetlerin kandilleri olan âli ve ashabının üzerine olsun. Bundan sonra ilim, zamana meydan okuyan bir övünç, nesilden nesile tevarüs eden bir zikirdir. Onunla mertebelerin en yücesine ulaşılır. Onunla hedeflerin en üstününe erişilir. O ilmi elde etmek için istekli kimseler birbiriyle yarışır ve onun faydalarını, Allah’ın sözlerinin ve hadîs-i şerîflerin irşad ettiği doğrultuda tahsil etmek isteyenler aralarında rekabet eder…
Allah Teâlâ, bazı toplulukları ilim tahsilinde muvaffak kılmıştır. İnsanlar bu uğurda çadırlarını yüklenip dostlarını terk etmişler, uykularından vazgeçmişler ve zamanın belalarına göğüs germişlerdir. Neticede en ulvî maksada ulaşmış ve arzu edilen şeye sahip olmuşlardır. Bunlardan birisi de tüm yolları aşmış, meşhur âlimlerin yolundan ilerlemiş olan, âlim, kâmil, zeki, fazilet sahibi, üstün zekâlı, iyi huylu, vakur, sağlam ve duru bir zihne sahip, aklî ilimleri tetkik melekesi olan, naklî ilimleri de tahkik edenlerin yolundan giden, Akıllı-zâde olarak bilinen Keşaplı Ahmet oğlu Mevlana Şaban Şerefeddin’dir.
Her şeyi yoktan var eden, öldükten sonra diriltecek olan Allah onu korusun. Allah onu, sevdiği ve razı olduğu şeyleri elde etmeye muvaffak kılsın. Allah onun sonunu öncesinden daha hayırlı kılsın. İlim öğretme, yayma, ilmin fazilet bayrağını dalgalandırma ve ilmin zikrini yüceltme hususunda Allah ona güç versin.
O, uzun süre, belirlenmiş nazarî ilimleri almak üzere ben fakirin meclisine devam etti. Benden şerhleri ve metinleri okudu ve gerekli ilimlere sahip oldu. Allah’a hamd ile ilim sandığı/hazinesi doldu ve ilerlemeyle intisabı şeref buldu. Bunun üzerine ulemâ-i dîn ve meşâyıh-ı yakînin tezgâhından geçmek istedi. Âlem-i ilâhînin yardımının kesilmeyeceğini, Muhammedî nurların isnadının devamlı olduğunu, dünya âlem devam ettikçe akim/kısır olmayacağını ve zamanın hesapta olmayan şeyleri getireceğini ve şu anki hâlin uygunluğunu bildiği için benden icazet istedi. Ben bu sahanın önde gelenlerinden olmamakla birlikte, onun bu isteğini yerine getirmekten ve talebini karşılamaktan geri durmadım. Çünkü büyük adamlara benzemeye çalışmak büyük hasletlerden sayılır. Yüzümü Allah’a çevirip yönelerek diyorum ki, ona, elde ettiğim şer’î, fer’î, naklî ve aklî ilimlerde icazet verdim. Ona, büyük kitapları mütalaa, söz ve yazı üstadlarının telif ve tasnif ettiği ilim deryalarını andıran devasa eserlerini tetkik etme icazeti verdim ve onun, o kitaplardan bilgi iktibas etmek ve onlardan faydalanmak isteyenlere şerh ve izahlarda bulunmasına izin verdim. Bana da efendim, dayanağım, destekçim, ilimlerde kendisine isnat edildiğim, büyük âlim, kadri yüce insan, telifât sahibi, üstün bir anlayış gücüne sahip, kötü şeylerden arınmış nefis sahibi, şer’î meselelerin tetkik edildiği meclislerin vazgeçilmezi ve itikadî meselelerin muallimi olan üstadım Mamûratülaziz’den/Elazığ’dan meşhur Abdüllatif Lütfi hocamın icazet vermesine istinaden ben de bu icazeti verdim. Allah’ın selamı onun üzerine olsun. Allah onu korusun. Ona uzun ömürler vererek bize ondan istifade etme imkânı versin. Âmin. Âmin.
Kapak yazısının tamamını Yedikıta Dergisi 190. sayısı (Haziran 2024) okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!