Kapak

Hindistan’da Türk Asrı

Dünyanın en kalabalık ülkelerinden birisi olan Hindistan, pek bilinmese de yüzlerce yıl boyunca Türkler tarafından idare edilmişti. Hindistan, Güney Asya’daki bağımsızlık hareketlerinin sembollerinden olan Gandi’nin kardeş dediği iki milletin; Hintliler ve Türklerin ortak vatanıydı. Hindistan, Türklerin Güney Asya’daki sultanlıklardan geriye kalan onlarca mimari yapının temelinde unutulan kayıp hafızasıydı. Türkler, eski dünyanın bu el değmemiş medeniyetinin hafızasına, birçoğu hâlâ ayakta olan muhteşem mimari eserler bırakmışlardı. Batılıların Hint masallarını Türklerden öğrendiğini söyleyen Cemil Meriç’e göre; “Türkler, Hindistan’a yeni bir din götürmüşler, yeni bir dil öğretmişlerdi.” Hindistan’daki Türk varlığı yaklaşık 650 yıl sürmüş, Hindistan topraklarına egemen olan farklı Türk hanedanlıkları, tıpkı Osmanlılar gibi çağlarına damgalarını vurmuşlardı…

İnsanlık tarihinin en eski medeniyetlerinden birinin beşiği ve dünya ticaretinin başlıca merkezlerinden olan Hindistan’a genellikle Türklerin kontrolündeki ticaret yollarından geçilerek ulaşılıyordu. Hindistan’a giden yeni yollar bulması için görevlendirilen Kristof Kolomb, bu kadim topraklara ulaşmak için denize açılmış, ancak yanlışlıkla Amerika kıtasını keşfetmişti. Kolomb’un başaramadığı yolculuğu gerçekleştirerek Hindistan’a ulaşmak isteyen Portekizliler, 1497 yılında Afrika sahillerinden geçip Hindistan’ın Kalküta limanına ulaşmışlardı. Diğer Avrupalı devletler, Portekiz denizcilerinin izlediği rotayı kullanarak çıkartma yaptıkları Hindistan’a geldiklerinde, burası hakkında pek fazla şey bilmiyorlardı. Oysa Türkler, kendi coğrafyalarından dipsiz vadiler, yalçın dağlarla ayrılan bu kadim topraklara asırlar önce gelmişlerdi.

Türkler Hindistan’a Gidiyor

Dünya ticaretinin Orta Asya ayağında yüzlerce yıl hâkim olan Türklerin Hindistan’a yaptıkları sefer ve göçlerin genel amacı, bölgenin Orta Asya’dan daha verimli topraklara ve yağmurlu bir iklime sahip olmasıydı. Türk boyları zaman içerisinde Hint Okyanusu’ndaki ticari faaliyetlere de katılarak Avrupalıların bölgeye gelişlerine kadar Hindistan ticaretinde aktif rol oynamışlardı. Bu süreçte Orta Asya kökenli olduğu sanılan Kuşanlar, 6. yüzyıla kadar sürecek olan Hindistan hâkimiyetleri sırasında Budizm’in bölgede yayılmasında etkili olmuşlardı.

Yazının devamını Yedikıta Dergisi Aralık (64. Sayı 2013) sayısından okuyabilirsiniz.

Yrd. Doç. Dr. Ekrem Saltık

Recent Posts

Kars Müdafaası ve Kanada’ya İlham Veren Kahramanlık

Anadolu’nun Kafkaslara açılan kapısı Kars, Kırım Harbi’nde destansı bir mücadeleye sahne olmuştu. Rus ordusunun bütün…

1 ay ago

Buzlar Altında 33 Yıl

Andree ve iki yol arkadaşı, 1897 yılında hidrojenle dolu balonlarıyla Kuzey Kutbu’nu aşmayı hayal ederek…

1 ay ago

Mavi Gözlü Aynu’z-Zerka

Medine-i Münevvere’nin su ihtiyacının temin edilmesi için, Emevîler devrinde, birtakım çalışmalar yapıldı. Şehrin yakınlarında bulunan…

1 ay ago

Aydın’da Bir Osmanlı Mirası Cihanoğlu Camii

Bu defa yönümüzü, Aydın’ın kalbinde yer alan asırlık bir yapıya çeviriyoruz: Cihanoğlu Camii…

1 ay ago

Beşiktaş’ın Zirvesinde Bir Ziynet Beşiktaşlı Yahya Efendi

Buyurunuz, Yahya Efendi’nin sadece Beşiktaş sırtlarını değil, gönülleri de yeşerten menkıbesini satırlarda arayalım…

1 ay ago

Osmanlı Avrupa’ya İlk Nasıl Ayak Bastı?

Rumeli’ye geçişin kahramanlarından Gazi Süleyman Paşa, Osmanlı tarihine “Rumeli Fatihi” olarak adını yazdırırken; Osmanlı neferlerinden…

1 ay ago