Osmanlı Devleti’nin Hicaz’da bulunmasının ana sebebi Haremeyn-i Şerifeyn, yani Mekke ve Medine’nin korunması olduğundan Osmanlı, kendi kültürünü oradaki halka empoze etmek amacını gütmemiş, kendini bölgenin bir hizmetçisi addetmiştir. Osmanlıların dört asırdan fazla bir zaman zarfında Hicaz’ın İslâmî kültür mirasına gösterdiği hassasiyet ve saygının izleri bu mukaddes topraklarda hâlâ capcanlıdır…
Hicaz bölgesi kendi isteğiyle 1517 yılında Osmanlı Devleti idaresine girdikten sonra, Osmanlı’nın buradaki izleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır. Ve bu bölgenin 1916-1919 yıllarında Osmanlılardan ayrılmasının üzerinden doksan yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen hâlâ Osmanlı kültürü izlerine rastlanılmakta ve bölgenin yakıncağ tarihçileri tarafından bu döneme önemli atıflarda bulunulmaktadır. Aslında Osmanlı Devleti’nin Hicaz’da bulunmasının ana sebebi Haremeyn-i Şerifeyn, yani Mekke ve Medine’nin korunması olduğundan Osmanlı, kendi kültürünü oradaki halka empoze etmek amacını gütmemiş, kendini bölgenin bir hizmetçisi addetmiştir. Osmanlıların 4 asırdan fazla bir zaman zarfında Hicaz’ın İslâmî kültür mirasına gösterdiği hassasiyet ve saygının izleri bu mukaddes topraklarda hâlâ capcanlıdır.
Bu bakımdan Hicaz’da Osmanlı devrinde mevcut kültür müesseselerine bir göz atmak gerekirse bunları iki gurupta mütalaa etmek mümkündür:
1 – Memlükler devrinden Osmanlı devrine intikal eden müesseselerdir ki, bunlar vakıflar, medreseler ve kütüphanelerden oluşur.
2 – Osmanlıların bizzat kurdukları kültür müesseseleridir ki bunlar da yine kütüphane, medrese, vakıflar ve mekteplerden (okullardan) oluşur.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Haziran (46. Sayı 2012) sayısından okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!