Deniz aşırı seyahate çıkan gemilerdeki mürettebatın beslenmesi, başlı başına bir işti… Her ne kadar denizde en çok bulunan gıda, balık çeşitleri olsa da sefere çıkan gemilere canlı tavuk ve koyun alınırdı. Acaba bunun sebeb-i hikmeti neydi?..
Eskiden, denizlere açılan gemilere sebzenin dışında, yemek için bol miktarda canlı koyun ve kümes hayvanı da alınırdı. İlk akla gelen, denizde bol miktarda balık olduğu, dolayısıyla mürettebatın yiyecek sıkıntısı çekmeyeceğidir. Ama gemiye canlı hayvan almanın hayatî bir sebebi vardır.
Neden böyle yapıldığını en iyi anlatan hikâye, Kaptan James Cook’un, Hawaii yerlileri tarafından öldürülmesinden 5 yıl önce, 1774’te yaşanmıştır.
Kaptan Cook ve arkadaşları, Büyük Okyanus’taki New Caledonia Adası’na çıktıklarında, yerliler tarafından çok iyi karşılanırlar. Günlerce misafir edilirler. İçme suyu stoklarını yenileyip, yöresel meyve ve sebzeler, kırmızı et satın alırlar. Bu arada yerlilerin tuttuğu balıklardan da gemiye yüklerler.
Kaptan, büyük balıkların süslü bir türüyle ilgilenir. Öğle yemeği için pişirilmesini emreder. Bizzat günlüğünde anlattığına göre kendisi, yardımcısı ve aşçısı balıktan yer. Bir süre sonra istifra etmeye başlarlar, zorlukla nefes almaktadırlar. Öyle ki; düşünme kabiliyetlerini bile kaybederler.
Kaptan ve arkadaşları bu durumdan zar zor kurtulurlar.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 199. sayısından (Mart 2025) okuyabilirsiniz.
57. Alay’ın başında, elinde kılıcıyla süngü hücumuna kalkan bir komutan olarak görev yapan Hüseyin Avni…
Yarbay Hüseyin Avni Bey’in cephedeki en büyük tesellisi, ailesiyle kurduğu mektuplaşma bağıydı.
Çanakkale Arıburnu’nda şehit düşen 57. Alay Komutanı Piyade Yarbay Hüseyin Avni Bey’e ait kanlı üniforma…
Annemin kardeşlerime söylediği ninnide geçen “Konya dağlarında Emir Sultan” ifadesinin izini sürdüğümde rastladım…
Güzelce Kasım Paşa’nın inşa ettirdiği Cami-i Kebir, Sultan Abdülaziz ve Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın şefkatli…
Selçukluların Anadolu’ya gelişi, tarihin seyrini değiştiren bir dönüm noktasıdır. Bu, yalnızca bir fetih ya da…