“Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” ifadesinin “gezen” tarafında bulunan meşhur seyyahımız Evliya Çelebi, okuyan taraftaki bizlere pek çok konuda olduğu gibi tıp alanında da malumatlar aktarır. Çelebi’nin Viyana’da bir hastanede şahit olduğu ve Seyahatname’sinde tüm teferruatıyla aktardığı kafatası ameliyatı çok enteresandır…
Evliya Çelebi, gittiği yerlerde hastanelere de uğrar, gördüklerini duyduklarını anlatır. Meselâ Seyahatname’sinde Kırım’ın Kefe şehrini anlatırken doktorlarının çok maharetli olduğundan şöyle bahseder:
“Niçe yüz aded üstâd-ı kâmil hukemâ-yı hâzıkları var kim her biri gûyâ zamânımızın Bokrât, Sokrât, Feylekos, Câlinûslarıdır.”
Yani “Pek çok tabip ve cerrahları vardır ki her biri zamanımızın Hipokrat’ı, İbni Sina’sı, Sokrat’ı, Calinus’udurlar.” diye tarif eder. “Gerçi İstanbul, Edirne ve Bursa’daki gibi büyük hastaneleri yoktur!” diye de karşılaştırmasını yapar.
“Nemçe (Avusturya) kralının taht-ı nâ-bahtı (bahtsız başkenti) olan bu Beç (Viyana) içindeki İstifani Kenîsesi (Stephan Katedrali)’nde…” diye cümleye başladığı bölümde ise Viyana’da şahit olduğu ameliyatı şöyle anlatır:
“Bu kötü kokan şehrin değişik yerlerinde yedi hastane var. İçlerinde en mamuru, hastalarına ipekli pijamalar giydirilen, sırmalı yorganlı ve temiz çarşaflı İstifani Kilisesi’nin hastanesidir. Kral hasta olsa tedavi için buraya gelir. Zira günümüzde Eflatun, Hipokrat, Sokrat, Batlamyus, Feylekos benzeri hekim ve hâkimler buradadır.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 164. sayısından (Nisan 2022) okuyabilirsiniz.
Selçuklu sultanlarının Haremeyn’e olan bağlılıkları ve İslâm ümmetine hizmet etme arzusu, her şeyin üzerinde olmuştur.…
Çanakkale’de bir yanda düşmanla göğüs göğüse çarpışılırken, diğer yanda yakıcı sıcak, toz bulutları, sinekler ve…
Bir fotoğraf karesinin arkasında yer alan ifadeler, sadece bir fotoğrafı değil, o ânın içindeki bütün…
Tarihin en kudretli hükümdarlarından biri olan Sultan Süleyman Han’ın uzun ve zaferlerle dolu saltanatı, kudretinin…
Selçuklu döneminde sultanlarla birlikte vezirler ve önde gelen devlet adamları da mukaddes beldelere hizmet etmeyi…
Hac emîrliği, Abbasîler ve Selçuklular devrinde güvenliğin ötesinde siyasî ve dinî otoritenin de sembolü olmuştur.…