Kültür Tarihi

Eskiden Çevreyi Kirleten Asılırdı!

Çevre kirliliği özellikle asrımızda korkunç bir felaket halini aldı. Bu felakete mani olmak üzere çevrenin temiz tutulması meselesinin her devirde insanlar arasında önemli bir konu olduğunu ise tarihî kaynaklardan öğrenmekteyiz. Çevrenin temiz tutulması hususunda Osmanlı Devleti devrinde de gerekli hassasiyeti göstermeyenlere çeşitli cezalar verilirdi…

Bugün şehirlerin ve kasabaların, cadde ve sokaklarının temiz tutulması, suların temizliği, hava kirliliğinin önlenmesi, çevrenin ağaçlandırılarak yeşil tutulması, bahçe ve parkların tanzimi ve bakımı belediyelerin vazifeleri arasındadır. Osmanlı Devleti’nde bu vazifeler umumiyetle kadı, subaşı, voyvoda, çöplükbaşı gibi görevlilerin uhdesine bırakılmıştı. Meselâ, Ahmed Refik’e göre, At Meydanı’nı yılda bir, Bayezid Meydanı’nı ayda iki kere çöplükbaşısı marifetiyle gayrimüslimlere süpürtmek, İstanbul kadısının görevleri arasındaydı. Bu süpürme işini görenler umumiyetle vergiden muaf tutulurdu.

18 Cemaziyelevvel 1055/12 Temmuz 1645 tarihli, Galata Şer‘iyye Sicili’nde yer alan ve Galata voyvodasına hitaben yazılan şu emirnamede, çevre temizliği ile alakalı olarak şöyle denilmektedir: “İstanbul iskelelerinden yukarı Boğaz hisarlarına varınca iki tarafta olan yalıların sahiplerine, bugünden gayrı evleri önünde ve yalıları kenarında ve kapıları karşısında beygir ve köpek ve kedi leşleri var ise derhal kaldırıp herkesin semtlerini pâk ve tathîr eylemesi yolunda Galata voyvodasının muhkem tembih ve sipariş eylemesi gerekmektedir. Eğer bugünden sonra yalı etrafında hayvan ölüleri ile karşılaşılacak olunursa sorumlusu her kim olur ise olsun kapısı önünde salb olunacaktır.” Verilen emri voyvoda yürütecek; eğer “hardal tanesi kadar bir leş” bulunur ise sadece evin veya yalının sahibi değil, vazifeyi icrasındaki ihmali sebebiyle voyvoda dahi sorumlu olacaktır. Emrin icrası hususunda voyvodadan evvela ilgililere sağlam bir biçimde tembih etmesi ve bundan başka Boğaz’da devriye görevi görecek kol kayıkları tayiniyle gece ve gündüz bu hususun üstüne düşmesi ve ihtimam eyleyip asla ihmal ve gaflet göstermemesi istenmektedir.

Yazının devamını Yedikıta Dergisi Ağustos (60. Sayı 2013) sayısından okuyabilirsiniz.

Prof. Dr. Fethi Gedikli

Recent Posts

Ölüm Yürüyüşünden Zaferle Dönenler Kore’de Türk Esirleri

Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…

1 hafta ago

Bizans’ta Katalan Komutan Roger de Flor

Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…

1 hafta ago

Dağlardan Çöllere Uzanan Serinlik: Buz Ticareti ve Karcılar

Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…

1 hafta ago

Ortamahalle’den Ortahisar’a Trabzon Günlüğü

Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…

1 hafta ago

İsmi Satır Aralarında Kalmış Bir Büyük Hattat Akşemseddinzâde Mehmed Zeynüddin

Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…

1 hafta ago

İlimle Yükselen Medeniyet Selçuklular

Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…

1 hafta ago