Bir tarafı Karadeniz, diğer tarafı Marmara Denizi ile çevrili olan İstanbul’da deniz ulaşımı ilk zamanlarda kayıklar, mavnalar ve peremeler vasıtasıyla yapılıyordu. Teknik imkânların gelişmesiyle birlikte buhar gücünden yararlanılacak, ulaşım vasıtaları her daim gelişerek hızlanacaktı. Kısa mesafelerde başlayan İstanbul’un deniz ulaşımı macerası zamanla uzak muhitleri deniz üzerinden birbirine bağlayacaktı…
İki kıtanın birleştiği bir noktada kurulmuş olan İstanbul aynı zamanda denizlerle çevrili bir şehir mahiyetindedir. Dolayısı ile eski dönemlerdeki yerleşim sahaları genellikle sahil şeridi üzerinde oluşmuştur. Buna bağlı olarak tarih boyunca şehir içi deniz ulaşımı kara ulaşımına göre daha fazla gelişmiş ve insanlar karada çoğunlukla yaya olarak seyahat ederken, denizde envai çeşit ve süratli kayık türleri kullanılmıştır. İstanbul’un genelinde rastlanılan bu ulaşım tarzı Boğaziçi için de aynen geçerli olmuştur.
Buharlı Gemiler Öncesi
Marmara Denizi, Haliç ve Boğaziçi sahillerine yayılmış olan İstanbul’un semtleri arasında irtibatı temin etmek için çeşitli usuller kullanılmıştır. İskeleler arasında işleyen belli başlı deniz vasıtaları pereme, kayık ve mavnalardır. Peremeler 17. yüzyıl başlarında hâkim vasıta olarak dikkati çekmekteydiler. Kayık 17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren İstanbul sahillerinde daha fazla görünmeye başlanmıştır. Mavna ise daha ziyade eşya ve zahire nakli için kullanılan bir araçtır.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Mayıs (57. Sayı 2013) sayısından okuyabilirsiniz.
İhtida kelimesi sözlükte, “doğru yolu bulmak, yol göstermek, hakikate ulaşmak” manasına gelen hidayet kökünden türemiştir.
İhtida eden Doktor Panayota, Eyüp Sabri ismini almış ve kısa bir süre sonra da namaz…
Tarihte ata dinini bırakıp İslâm’ı seçen ve değişik mesleklerden olup İslâm’a ve Osmanlı Devleti’ne hizmet…
İstanbul’un İlk Darphanesi Simkeşhane Şimdilerde Kütüphane
Gez dünyayı, gör Konya’yı demişler. Bakalım kısacık Konya turumuzda bizleri neler bekliyor?..