İnsanların sömürülmediği, kötülüğün hiç uğramadığı, tertemiz bir ada devleti düşünün ki, tüm bunları gerçekleştirebilmek için devlet, kalabalık bir çete ile denizlerde haydutluk ve korsanlık yapsın. Yani, güzelliği tesis için haramiliği mubah saysın. Tarihçiler, her ne kadar tek bir kaynakta geçtiği için bu devletin varlığını kabul etmeseler de efsaneyle gerçek arasındaki devletin yol hikâyesini okumaya ne dersiniz?..
1724 yılında Charles Johnson’ın yazdığı, A General History of the Pyrates (Korsanların Genel Tarihi) kitabının ikinci cildinde Libertatia adında tarihin ilk korsan devletinden bahsedilir. Kaptan Misson adında bir Fransız tarafından Madagaskar’ın hemen doğusundaki Nosy Boraha adında ince ve uzun bir adada kurulmuş. Tarihçiler, başka hiçbir kaynakta yer almadığı için böyle bir devletin varlığını kabul etmiyorlar ve bunun, Charles’in hayal dünyasında üretilen bir ütopya olduğunu söylüyorlar.
Efsane ile Gerçek Arasında
1400’lü yıllardan itibaren Portekizliler, Afrika’nın güney ucundan dolanıp Hindistan başta olmak üzere Asya’nın diğer ülkelerine ulaşabilmişlerdi. Ticaret gemilerinin güven içerisinde gidip gelebilmeleri için de güzergâh üzerinde bulunan stratejik yerlerde üsler kurmaya başladılar. Afrika kıyılarında, Arabistan’da Aden ve Maskat gibi yerlerde kurdukları üslerde Portekiz donanmaları mola veriyor, gemilerin bakımları yapılıyordu.
Bu üslerden kalkan gemiler, diğer taraftan korsanlık yapıyor, Müslümanlara ait ticarî gemilere saldırıyor ve Müslüman köylerinden kaçırdıkları insanları, köle olarak Avrupa ülkelerine satıyorlardı.
Müslüman beldeler, onların bu şerlerinden kurtulmak için Osmanlı’dan yardım isterler. 4 Ağustos 1578 yılında Fas’ta yaşanan Vadisseyl Savaşı’nda Ramazan Paşa komutasındaki Osmanlı-Fas birlikleri, Portekiz’i haritadan siler. Böylece Portekizlilerin deniz aşırı ülkelerdeki üsleri başıboş kalır. Ancak onların boşalttıkları yerlere, geçimlerini diğer devletlere borçlu olan ve özellikle de yancılık yapmakla tanınan Fransızlar yerleşir.
Bu yerlerden biri de Madagaskar Adası’nın 6-7 km doğusundaki Nosy Boraha Adası’dır ki Fransızlar, Sainte Marie adını vermiştir. Adaya tayin ettikleri ilk vali olan Jacques Dyel du Parquet, 1658 yılında karısı Marie’nin adını verdiği bir kale inşa eder. Dünyanın her yerinde Osmanlı’nın kendilerine verdikleri imtiyazlarla geçinen Fransızlar, bu gözlerden uzak adayı korsan yuvasına çevirir. Kaptan Misson, 200 kadar adamıyla adaya çöreklenir.
Misson, eğitimli biridir. Küçük yaşta mantık ve matematik eğitimi aldıktan sonra, 15 yaşında üniversitede okumak üzere Lyon’daki Anjou’ya gönderilir.
Ancak aklında dünyayı dolaşmak vardır. Bunun için denizlere açılmak ister. İtalya’ya gittiğinde Roma ve Vatikan’ı gezer. Burada kendi ifadesine göre “Katolik Kilisesi ve halkının ahlâksızlığından” hayal kırıklığına uğrar. Aslında onun kafasını karıştıran, Napoli’de tanıştığı Dominik mezhebinden Caraccioli adında bir rahiptir. Ona göre, dünyada herkes günaha batmıştır.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 187. sayısından (Mart 2024) okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!