Categories: Osmanlı Tarihi

Ecdadımızın Mukaddesata Hürmeti

Mukaddes olan her şey, yalnızca inancımızın değil; hayatımızın da merkezindedir. Temizliğe, yüceliğe ve kutsiyetin tecellisine dair gösterilen en küçük bir hassasiyet, aslında büyük bir terbiyenin ve derin bir imanın tezahürüdür. Ecdadımızın kâğıda, kaleme, bir ism-i celâle yahut bir mübarek mektuba gösterdiği incelikli özen; medeniyetimizin ne denli köklü ve zarif bir anlayışa sahip olduğunu gösterir…

Dilimize Arapçadan geçen, “temiz ve pak olmak” manasındaki “kuds” kelimesinden türeyen “mukaddes”, temizliğin ve yüceliğin kendisine nispet edildiği şeyleri ifade eder. Dinimizde ve kadîm medeniyetimizde, kıymetli ve vazgeçilmez addedilen; gelecek nesillere aktarılması gereken eşya ve emanetler vardır. Bunlara layıkıyla hürmet göstermek, yalnızca bir edep meselesi değil, aynı zamanda dinimizin de bir gereğidir.

Ecdadın Mushaf-ı Şerife ve Eşyaya Gösterdiği Hürmet

Cenab-ı Hak ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bazı mekânları mübarek ve mukaddes kılmış; onlara gösterilecek hürmeti de ümmetine telkin etmiştir. Asr-ı Saadet’ten bu yana bu mübarek mekânlara dair pek çok şey mukaddes kabul edilmiş, Peygamber Efendimiz’den (s.a.v.) ve Sahâbe-i Kirâm’dan intikal eden emanetler, o mübarek devrin birer nişanesi olarak muhafaza edilmiştir. Bu emanetlerin birçoğu günümüzde “emânât-ı mukaddese” adıyla, memleketimizin kalbinde, hususî mekânlarda korunmaktadır.

Bazı mukaddes şeyler vardır ki; onları zihnimizde canlandırmak kolaydır. Lakin öyle şeyler de vardır ki, ancak gösterilince, anlatılınca fark edilir. Bu yazı, işte o farkındalığı kazandırmak niyetiyle kaleme alınmıştır. Kur’ân-ı Kerîm mukaddestir; onun yazıya dökülmüş hâli olan Mushaf-ı Şerîfler de mukaddestir. Bu mukaddesliğe gereken hürmeti göstermek ise biz müminlerin vazifesidir. Mushaflar için özel mahfazalar yapmak, okunurken sanatlı rahleler kullanmak, işte bu hürmetin gözle görünür nişaneleridir.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 203. sayısından (Temmuz 2025) okuyabilirsiniz.

Arif Tunç

View Comments

  • Ecdadımızın itikadını inceliğini fedakarlığını hassasiyetlerini daha nicelerini asırlar boyu yazılsada okunsada anlatılamaz Lakin çamlıca kitap sayesinde ecdadımızı adım adım tanımak bizi mutlu ediyor TEŞEKKÜRLER

Recent Posts

Horasan’ın İncisi Merv

Düzlüklerinde savrulan her bir toz zerreciği dahi buram buram tarih kokar Merv’in. Sanki akıp giden…

2 hafta ago

Timur Beg’in Mimarî Mirası

Timurlu mimarîsi, pek çok farklı coğrafyadan taşıdığı izlerle Orta Asya’daki İslâm sanatının zirvesidir. Sonraki devirler…

2 hafta ago

Yavuz Sultan Selim Han’ın Âlim Dostu Molla Halîmî Çelebi

Osmanlı ilim ve irfan geleneğinin parlak simalarından Halîmî Çelebi, ilmiyle âmil, ahlâkıyla mümtaz bir âlimdir.

2 hafta ago

Selçuklu Medeniyetinin Bilgi Hazineleri Kütüphaneler

Selçuklu sultanları ve devlet adamları, kitaplara duydukları hürmeti, ülkenin dört bir yanında inşa ettikleri kütüphanelerle…

2 hafta ago

Batılı Seyyahların Gözüyle Osmanlı Kadını

“Türk insanı şefkatlidir, ailesine düşkündür. Evlilik ve aile bağlarına genel olarak Avrupalılardan daha çok saygı…

2 hafta ago

Tuna Kıyısında Bir Tarih Ingolstadt

Orta Çağ’dan kalma şatoları, dev araç fabrikası ve Bavyera Ordu Müzesi’nde sergilenen Osmanlı çadırıyla Ingolstadt,…

2 hafta ago