Categories: Manşet

Dünyanın İlk Tıp Fakültesi Şimdilerde “Selçuklu Uygarlığı Müzesi”

Anadolu’da köklü medeniyetler kuran büyük devletlerden birisi olan Anadolu Selçuklularının, bu geniş coğrafyanın İslâm ile müşerref olmasında mühim katkıları ve tesirleri oldu. Bilhassa Anadolu’nun her köşesine darüşşifalar, medreseler, camiler ve kervansaraylar gibi çeşitli müesseseler inşa ettiler. Nitekim Selçukluların inşa ettikleri kıymetli eserlerden biri de Kayseri’deki, “Dünyanın ilk tıp fakültesi” unvanına layık görülen Gevher Nesibe Hatun Darüşşifası’dır…
Kayseri, 13. asırda kervan yollarının kesiştiği mühim bir ticaret merkeziydi. Âlimler şehri olarak da anılan Kayseri, Anadolu Selçuklu Devleti zamanında bilim ve sanatın merkezi oldu. Köklü bir geçmişe sahip bu kadîm şehirde 15 medresenin varlığından söz edilir. Anadolu mimarlık tarihinin günümüze kadar ulaşabilen muhteşem yapılarından birisi olan Gevher Nesibe Hatun Darüşşifası da bunlardan biridir.

Dünyanın ilk tıp fakültesi olarak nitelendirilen Gevher Nesibe Hatun Darüşşifası, Anadolu Selçukluları zamanında yapıldı. Veremden vefat ettiği bilinen Gevher Nesibe Hatun, ağabeyi I. Gıyaseddin Keyhüsrev’e vasiyette bulunmuş ve Kayseri’de bir hastane yapmasını istemişti. Vefatından evvel, son sözleri şu ifadeler olmuştu:

“Ben devasız bir derde düştüm, kurtulmama imkân yok. Hiçbir hekim derdime çare bulamadı. Ben artık ahiret yolcusuyum. Eğer dilersen benim mal varlığımla adıma bir darüşşifa yaptır. Bu darüşşifada bir yandan dertlilere şifa verilirken bir yandan da devası olmayan dertlere şifa aransın. Darüşşifada ünlü hekimler ve cerrahlar yetişsin. Burada kimse bir kuruş ödemesin. Burası benim adıma bir vakıf olsun…”

Anadolu Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev, kız kardeşinin vasiyetini yerine getirmek üzere çalışmalara başladı. İnşa faaliyeti iki yıl süren bina, Şifaiyye’nin taç kapısındaki mermer kitabeye göre 1206 yılında tamamlandı. Kitabede şu ifadeler yazıyor: “Bu hastane (Maristan), Anadolu Selçuk hükümdarı Kılıç Arslan’ın kızı Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti üzerine, kardeşi Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında -Allah ondan razı olsun- Hicrî 602 (M. 1206) tarihinde yapılmış ve hizmete açılmıştır.”

Bu tarih, kitabelere göre Anadolu’da bilinen en eski tıp medresesi hastanesinin burası olduğuna da işarettir. Darüşşifa, Anadolu’nun İslâm dönemine ait ilk hastanesi olması bakımından da oldukça önemlidir. Vakıf anlayışıyla yapılan bu darüşşifanın kapısı herkese açıktı. Yolcular, tüccarlar, garip ve kimsesizler, din, dil ve ırk ayrımı yapılmadan herkes tedavi edilirdi.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 172. sayısından (Aralık 2022) okuyabilirsiniz.

Yasin Odabaşı

Recent Posts

Ölüm Yürüyüşünden Zaferle Dönenler Kore’de Türk Esirleri

Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…

5 gün ago

Bizans’ta Katalan Komutan Roger de Flor

Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…

5 gün ago

Dağlardan Çöllere Uzanan Serinlik: Buz Ticareti ve Karcılar

Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…

5 gün ago

Ortamahalle’den Ortahisar’a Trabzon Günlüğü

Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…

5 gün ago

İsmi Satır Aralarında Kalmış Bir Büyük Hattat Akşemseddinzâde Mehmed Zeynüddin

Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…

5 gün ago

İlimle Yükselen Medeniyet Selçuklular

Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…

5 gün ago