Demiryolları hâlâ şehirlerin ulaşım ağının en temel unsurlarıdır. Bu metal ağlar, devletler için savaşta da barışta da her zaman bir çıkış yolu ve kolaylık olmuştur. Nitekim, İstanbul’a ilk defa elektrik sağlayan Silahtarağa Santrali’nin kömürü Harb-i Umumi sebebiyle denizyoluyla temin edilemeyince, devreye demiryolu sokulmuştu…
İstanbul’da yolcu taşımak üzere ilk raylı sistem, 19. yüzyılın ikinci yarısında hizmete girdi. 5 Ocak 1871’de “Yenikapı-Florya”, ertesi sene de “Sirkeci-Yenikapı” ve “Florya-Hadımköy” arasında uzanan demiryollarının inşa edilmesiyle birlikte, 1875 yılından itibaren İstanbul’un Avrupa yakasında, Marmara güney sahilini takip eden “Sirkeci-Küçükçekmece” parkuru üzerinde düzenli banliyö trenleriyle alternatif bir seyahat dönemi başladı. Bu hat üzerinde Sirkeci, Kumkapı, Yedikule, Bakırköy, Yeşilköy ve Küçükçekmece olmak üzere toplam 6 istasyon bulunmaktaydı.
22 Eylül 1872’de “Haydarpaşa-Pendik” arasında buharlı banliyö trenleri çalışmaya başladı. Bunu 1 Ocak 1893’de Pendik-Gebze-İzmit uzantısı izledi.
Şehrin her iki yakasında Marmara sahillerine paralel ilerleyen bu iki aks dışında ayrıca İstanbul’un yakın çevresinde Beykoz-Akbaba (1917), Terkos-Karaburun ve Hereke Fabrikası-Yük İskelesi (19. yy) arasında küçük ölçekli dekovil hatları inşa edildi. Bunlardan Beykoz hattı, 1. Dünya Savaşı sırasında Rus donanmasının Boğaz’ın Karadeniz ağzına mayın döşeyerek Osmanlı savaş gemilerinin çıkışını engellemesi üzerine, deri ve kundura fabrikasına kömür nakletmek amacıyla kurulan demiryolu hattıdır. Rusya savaştan çekilince, ocaklardan Beykoz’a kömür nakline gerek kalmaması üzerine sözkonusu hattın kullanımına son verildi ve yalnızca fabrika sınırları dâhilinde malzeme aktarımıyla ilgili işlerde kullanıldı.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 87. sayısından (Kasım 2015) okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!