Çanakkale Cephesi’ndeki askerlerin moral ve motivasyonunu yüksek tutmak için zeytin ağaçlarının gölgesinde incir ikramlı bir Mevlid-i Şerif merasimi tertip edilmişti. Zira maneviyat, mücadeleden galip çıkmak için top ve tüfekten daha tesirliydi. O sene ocak ayına tesadüf eden Mevlid-i Şerif merasimini, Zabit İbrahim Remzi Efendi’nin günlüğünden aktarıyoruz…
İnsanoğlu tarih boyunca birbiriyle mücadele etmiş, savunduğu değerler ve menfaatler uğrunda savaşmaktan geri durmamıştır. Tarihî vesikaları inceleyip mütalaa ettiğimizde, bu şekilde yapılmış pek çok harbin bilgisine ulaşırız. Kimisi günler sürmüştür, kimisi de yalnızca birkaç saat.
Genellikle iki ülke ya da topluluk arasındaki bu savaşlar, sonuçları itibarıyla bulundukları bölgeleri, hatta dünyayı etkilemiştir. Ancak bunlar birden fazla cephede değil, bir cephede vuku bulmuştur. Topyekûn diyebileceğimiz ilk savaş, geçmiş asrın başlarında cereyan eden Harb-i Umumî yahut -yüzyılın ortasındaki diğer savaştan ayırmak için- Birinci Dünya Savaşı diye isimlendirilen savaştır.
Devletlerin İttifak ve İtilaf diye ayrıldığı bu çok cepheli savaş, büyük oranda Osmanlı coğrafyasında gerçekleşmiştir. Düşman, altı asırdır medeniyet ve siyasetiyle dünyaya nizam veren Osmanlı’yı tarihten silebilmek için hiçbir kötülükten geri durmamıştır. Osmanlı Devleti ise toprak bütünlüğünü korumak üzere seferberlik ilân etmiş ve yüzbinlerce askerini birçok farklı cepheye sevk etmiştir.
Peki, bu kadar geniş bir coğrafyada ve farklı dinamiklere sahip cephelerde bu mücadele nasıl verildi? Top, tüfek ve askerî teknoloji bunun için yeterli miydi? Yeterli olsa bile her şey bununla sınırlı mıydı? Kesinlikle hayır.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 199. sayısından (Mart 2025) okuyabilirsiniz.
Selçuklu Devleti, tarih sahnesine çıktığı andan itibaren yalnızca askerî ve siyasî başarılarıyla değil, aynı zamanda…
“Şüphe götürmeyecek surette anladım ki mutasavvıflar, Allah yolunu tutan kimselerdir. Onların gidişi, gidişlerin en iyisidir.…
Eyüp Sultan Camii ve Külliyesi, İstanbul’un fethinin hemen ardından Fatih Sultan Mehmed Han’ın emriyle inşa…
İstanbul ve Çanakkale boğazlarını kayıtlı olarak ilk defa yüzerek geçenler yabancılardır. Özellikle İstanbul Boğazı’nda pek…
Cerr hizmeti, Osmanlı’da ilim talebelerinin irşad vazifesiyle taşranın en ücra kısmına uzandığı, yardımlaşma ve dayanışma…
Deniz aşırı seyahate çıkan gemilerdeki mürettebatın beslenmesi, başlı başına bir işti… Her ne kadar denizde…