Osmanlı hanedanında 36 padişahın her biri ve devletin tüm kurumları aynı davanın mücadelesini vermişler ve aynı fikirleri savunmuşlardır. Hususiyetle Ehl-i Sünnet mevzuunda asla taviz vermemişlerdir. Ecdadın bu mücadelesini anlayabilmek, ancak onların itikat ettiği hususlara itikat ederek mümkün olur. Değilse tasavvufu, maneviyatı inkâr ederek, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat akidesine muhalif olarak ecdad anlaşılamaz ve anlatılamaz. Hakikate gözlerini kapatarak anlatılan tarih; âmânın şekilleri, renkleri, suretleri tarifi gibidir ki; beyhudedir…

Osmanlı’nın Ehl-i Sünnet’in müdafaası için verdiği mücadelelerin en uzun ve en meşakkatlisi şüphesiz Safevîler ile olanıdır. 1501’de Şah İsmail tarafından Şiî Safevî devletinin kurulması, Sünnî Müslümanlar için büyük bir tehdit oluşturmuştu. Şah İsmail ki, İran’da kan dökerek Ehl-i Sünnet’i yasaklamış, Sünnî olan annesi Halîme Begim’i bile öldürtmüştü.

Sultan İkinci Bayezid (1481-1512) devrinde kurulan Safevî Devleti’nin temelinde, Ehl-i Sünnet düşmanlığı yatıyordu. Gittiği her yerde, sapık fikirlerini kabul etmeyen Müslümanları katlediyor, mallarına el koyuyordu. İkinci Bayezid Han, Şah İsmail’e sapık fikirlerini yaymaması ve halka zulmetmemesi için elçi gönderdi. Fakat o, içerisinde Ehl-i Sünnet âlimlerinin de bulunduğu elçilik heyetini katlettirdi. Sultan İkinci Bayezid devrinin mühim hadiselerinden biri de Şah İsmail’in halifelerinden, Ashâb-ı Kiram düşmanı Şah Kulu’nun, Türkmenlerden epeyce taraftar bularak Antalya’da çıkardığı isyandır. Kütahya’yı da ele geçiren Şah Kulu, üzerine peş peşe gönderilen Karagöz Ahmed Paşa ve Hadım Ali Paşa’nın şehid olduğu zorlu mücadelelerden sonra bertaraf edilebilmiştir.

Fitne Yok Edilmeli

Yavuz Sultan Selim devrinde Şah İsmail, Şiîliğin Anadolu’da yayılması için faaliyetlerine hız vermiş bulunuyordu. Tehlikenin farkında olan Sultan Selim, daha Trabzon valisi iken Şiîlerle mücadeleye başlamıştı. Nitekim cülûsundan sonraki ilk icraatlarından birisi, Anadolu’daki beylerbeyine fermanlar göndererek, Şah İsmail taraftarlarını tespit ettirmek ve faaliyetlerine son vermek olmuştur.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 135. sayısından (Kasım 2019) okuyabilirsiniz.

Ahmet Temiz

Recent Posts

Ölüm Yürüyüşünden Zaferle Dönenler Kore’de Türk Esirleri

Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…

4 gün ago

Bizans’ta Katalan Komutan Roger de Flor

Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…

4 gün ago

Dağlardan Çöllere Uzanan Serinlik: Buz Ticareti ve Karcılar

Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…

4 gün ago

Ortamahalle’den Ortahisar’a Trabzon Günlüğü

Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…

4 gün ago

İsmi Satır Aralarında Kalmış Bir Büyük Hattat Akşemseddinzâde Mehmed Zeynüddin

Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…

4 gün ago

İlimle Yükselen Medeniyet Selçuklular

Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…

4 gün ago