Tam 100 yıl önce, yine bir ocak ayında tertiplenen Bâb-ı Âli baskını ve bu hadisenin Osmanlı üzerindeki yıkıcı etkisi çok konuşuldu, yazıldı, çizildi. Maalesef bu hadise de birçok tarihi mevzuda olduğu gibi çeşili siyasi maksatlar uğruna çarpıtılarak anlatılmıştır. İşte, Bâb-ı Âli baskınının 100. Yılında bu ihanetin satır araları
Bâb-ı Âli baskını, İttihat ve Terakki’nin, hükümeti ele geçirmek için 23 Ocak 1913’te yaptığı kanlı baskındır. Esasen İttihat ve Terakki, daha ilk günlerde, İkinci Meşrutiyet’in ilanından ve 31 Mart Vakası’ndan sonra orduyu elde ederek hükümeti ele geçirmişti. Böylece İttihat ve Terakki ve emrindekilerin kurduğu hükümet bugünden itibaren memleketin kaderinde tek başına söz sahibi olmuştu. Ordu alabildiğine siyasetin içine girmiş ve memleket idaresinde söz sahibi olmuştu. Ordu mensupları askerlikten başka her işle meşgul oluyordu.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 53. sayısından (Ocak 2013) okuyabilirsiniz.
Tasavvufun derinliklerinde yoğrulmuş, ilim ve hikmetle mücehhez velî ve Peygamber neslinden olan Emir Sultan Hazretleri’nin,…
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Bu makalemizde Ârif Hikmet’in hem sanat anlayışına hem de Hatt-ı Sünbülî’nin tasavvufî estetiğine göz atıyoruz…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…