Hıristiyan hükümdarların ülkelerinde bulunan tophaneler dahi Kâğıthane çamuruna muhtaçtırlar. İstanbul’a gelen Fransa, Hollanda, İngiltere ve Ceneviz devletlerinin tüccar gemileri Kağıthane’nin çamurunu gizlice Avrupa’ya götürmekteydiler.
Divan-ı Hümayun kalemindeki mecmuaların birinde yıllar sonra ilginç bir belgeye rastlanmıştı. Belge 1079 (1668-69) yılına aitti ve o yılların ahkâm defterlerinde mevcut değildi. Gerçek tarihinden yaklaşık bir asır sonra 1740’lı yıllarda göze çarpan bu vesika, bir ferman suretiydi. Konusu ise çamurdu. Belgeye göre o yıllarda top sanayisinin en önemli hammaddesi çamurdu ve bu çamurun en kalitelisi İstanbul’da Kağıthane’de çıkartılıyordu. Bunun farkına varan Avrupalı tüccarlar, Kağıthane çamurunu geceleri gizlice gemilerle kaçırıyorlardı.
Bir zamanlar Avrupalıların Osmanlı’nın çamuruna dahi muhtaç olduklarını ve göz diktiklerini gösteren bu ilginç kaydın Köprülü Mehmed Paşa devrine ait olduğu söylense de 1079 tarihi Fazıl Ahmed Paşa zamanına tekabül etmektedir.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Kasım (75. Sayı 2014) sayısından okuyabilirsiniz.
Tasavvufun derinliklerinde yoğrulmuş, ilim ve hikmetle mücehhez velî ve Peygamber neslinden olan Emir Sultan Hazretleri’nin,…
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Bu makalemizde Ârif Hikmet’in hem sanat anlayışına hem de Hatt-ı Sünbülî’nin tasavvufî estetiğine göz atıyoruz…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…