Anadolu’da, erken Osmanlı mimarisinin nadide örneklerinden biri olan Murad Hüdâvendigâr Camii, Behramkale’de antik Assos yerleşiminin kalıntıları üzerinde yükseliyor. Minaresiz, kare planı, tek kubbesi ve devşirme malzemesi ile dikkat çeken tarihî cami, asırlara meydan okuyor…
Osmanlı’nın Avrupa’ya açılan kapısı, Asos kentinde Osmanlı Mührü Behramkale Murat Hüdâvendigâr Camii, yalnızca bir ibadet mekânı değil; Osmanlı’nın Rumeli’ye açılma süreci, siyasî güç konsolidasyonu ve imar politikaları açısından da dikkate değer bir eserdir. Devşirme yapı elemanlarının bilinçli kullanımı, bölgedeki kültürel sürekliliğin somutlaşmış ifadesi niteliğindedir. Manevî yönden kemâle ermiş bir padişah olan Sultan Birinci Murad Hüdâvendigâr tarafından yapılan bu cami, hem erken dönem Osmanlı mimarîsini anlamak hem de bölgenin çok katmanlı tarihsel yapısını takip edebilmek için kıymetli bir araştırma sahası sunmaktadır.
Osmanlı padişahlarının üçüncüsü olan Sultan Birinci Murad Han, 1326 yılında dünyaya gelmiştir. Babası, Orhan Gazi’dir. Doğduğu yıl, dedesi Osman Gazi vefat etmiş ve Bursa’nın fethi gerçekleşmişti.
Bir şahsiyet âbidesi olan Murad Hüdâvendigâr, hak ve hakikat dostuydu. Kendisi aynı zamanda bir ahi şeyhiydi. “Bey, emîr-i a’zam, han, padişah, sultanü’s-selâtin, melikü’l-mülûk” gibi pek çok unvanla anılsa da daha çok “Hüdâvendigâr” ve “Gazi Hünkâr” sıfatlarıyla tanınmıştır. Birinci Murad Han aynı zamanda, padişahlar arasında “Sultan” ünvanını ilk kullanan kişidir.
Rumeli’nin Fetih Kapısı Çanakkale
Şahsî istikbâlini hiç düşünmeyen Sultan Birinci Murad Han, 1359-1389 yılları arasında tam 30 yıl boyunca Osmanlı tahtında kalmış ve ömrü savaş meydanlarında geçmiştir. Rumeli’de gerçekleştirdiği fetihlerle devletinin sınırlarını, Bosna Krallığı’nın sınırlarına kadar genişletmeyi başarmıştır. Tahta çıktığında 95 bin kilometrekare olan devlet topraklarını, beş kattan fazla büyüterek 500 bin kilometrekareye çıkarmıştır.
Orhan Gazi ve Birinci Murad Han döneminde Çanakkale ve çevresinin fethi, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’ya açılan kapısı olmuştur. Öncelikle, 1345 yılında Karesi Beyliği’nin bölgedeki hakimiyeti sona ermiş; ardından Truva, Edremit ve Körfez bölgesi de Sultan Murad Han döneminde Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 208. sayısından (Aralık 2025) okuyabilirsiniz.
Tasavvufun derinliklerinde yoğrulmuş, ilim ve hikmetle mücehhez velî ve Peygamber neslinden olan Emir Sultan Hazretleri’nin,…
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Bu makalemizde Ârif Hikmet’in hem sanat anlayışına hem de Hatt-ı Sünbülî’nin tasavvufî estetiğine göz atıyoruz…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…