Üzeri tozlu, küf kokan bir yazma eser getiriyorlar size. Eseri elinize alıp künyesine baktığınızda, en az yüz yıllık ve Anadolu’nun en ücra köşesindeki bir cami için vakfedilmiş olduğunu anlıyorsunuz. Sonra yazmanın hikâyesini merak edip, detaylıca okumaya başlıyorsunuz…
Tabiatta her şeyin bir hikâyesi, bir hatırası var. Bu hikâyenin öznesi, bazen cansız bir mahlûk olsa da ona asıl değer katan, onun hikâyesini yazanın da yaşatanın da insan olmasıdır. Maksadı, gayesi neyse o kadar kıymetli, o kadar değerlidir. Bahsedeceğimiz eser, bir vakıf eseri ve kıymeti ondan menkul.
Maalesef vakıf eserleri, zaman içerisinde birtakım tahribatlara maruz kalmaktadırlar. Kimisinin vakfı dağılır, nâ-ehil ellere geçer. Kimisi yanar, yok olur. Kimisi de eskiye duyulan düşmanlıktan nasibini alır, yok edilir, bazıları da çalınır; alınıp satılan bir metaya dönüşür.
Selçuklu sultanlarının Haremeyn’e olan bağlılıkları ve İslâm ümmetine hizmet etme arzusu, her şeyin üzerinde olmuştur.…
Çanakkale’de bir yanda düşmanla göğüs göğüse çarpışılırken, diğer yanda yakıcı sıcak, toz bulutları, sinekler ve…
Bir fotoğraf karesinin arkasında yer alan ifadeler, sadece bir fotoğrafı değil, o ânın içindeki bütün…
Tarihin en kudretli hükümdarlarından biri olan Sultan Süleyman Han’ın uzun ve zaferlerle dolu saltanatı, kudretinin…
Selçuklu döneminde sultanlarla birlikte vezirler ve önde gelen devlet adamları da mukaddes beldelere hizmet etmeyi…
Hac emîrliği, Abbasîler ve Selçuklular devrinde güvenliğin ötesinde siyasî ve dinî otoritenin de sembolü olmuştur.…