Unutulmuş Bir Medeniyet Müslüman Sicilya (827-1091)

Bir zamanlar semalarında ezan seslerinin yankılandığı, şehirlerinde güzel mescidlerin, kitaplarla dolu kütüphanelerin, yüzlerce âlimin, binlerce talebenin, onlarca medresenin bulunduğu İslâm beldesi vardı. Müslüman fatihler oraya “Sıkılliye” demişlerdi. Burası, Akdeniz’in ortasında, İtalya’nın hemen yanında bulunan Sicilya Adası’ndan başka bir yer değildi.
İki asırdan fazla İslâm sancağının dalgalandığı Müslüman Sicilya, Bağdat, Kahire, Kurtuba gibi dünyanın önemli ilim merkezlerinden birisiydi. Öyle ki Sicilya Müslümanlarının ilmî birikimi, Avrupa’ya da umut olmuştu. Yüzyılların birikimi Sicilya İslâm medeniyeti, bugün tamamen unutulmuş veyahut unutturulmuş durumda.
Dolayısıyla bu dosyamızla, minaresine çan, mihrabına haç koyulan Sicilya İslâm medeniyetinin hikâyesini anlatmaya çalıştık. Her karış toprağında şühedanın kanı olan Sicilya’nın fatihlerini hatırlamak ve hatırlatmak istedik…

Fethe Giden Yol 

“Karşınızdaki düşmanlarınız sahilin acemisidir, sizin kölelerinizdir. Onlardan çekinmeyin!”

Umumiyetle Endülüs’ün fethini, Endülüs İslâm medeniyetini biliriz. Ancak Akdeniz’in en büyük adası Sicilya’daki Müslüman hâkimiyetini, adadaki Müslüman varlığını ve İslâm medeniyetini, kahir ekseriyet bilmez. Tabiri caizse, Sicilya’daki Müslüman medeniyetinin varlığı unutulmuş yahut kasıtlı olarak unutturulmuştur.

Çoğumuzun haritada yerini dahi bilmediği adaya, Medine-i Münevverede yeni kurulmuş İslâm Devleti’nin, kilometrelerce uzaklıktan sefer düzenleyecek güce erişmesi, muazzam bir hadiseydi. Üstelik bu, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) irtihalinden kısa bir süre sonra gerçekleşmişti.

Onları Adaya Hangi Gaye Getirmişti?

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bâkî âleme irtihal edeli henüz 10 yıl olmuştu ki İslâm orduları, önce Mısır, İran ve Suriye topraklarında; sonraki yıllarda ise Kuzey Afrika’da görüldü. Seferleri, bizzat sahabe-i güzin efendilerimiz idare ediyordu. İslâm mücahitleri, insanlığın ayak bastığı her yere, ilahî buyruğu tebliğ etmek için seferden sefere koşmuşlardı.

Bu fetih hareketleri sırasında Akdeniz sahillerine ulaşan Müslümanlar, karşılarında Bizans’ı buldular. Mute ve Tebük seferlerinden tanıdıkları yeni komşuları, Atlas Okyanusu’ndan Akdeniz’e kadar geniş bir sahada denizlerde hüküm sürmekteydi. Dolayısıyla deryalarda da faaliyet göstermek için donanmaya ihtiyaç vardı.

İslâm donanmasının teşekkülü, Şam valisi Hz. Muaviyenin (r.a.) riyasetinde gerçekleşti. Hz. Muaviye, Halife Hz. Osman (r.a.)  efendimizden aldığı emirle, kısa sürede yaklaşık 200/300 gemiden meydana gelen donanma inşa etti.

Kapak dosyasının tamamını Yedikıta Dergisi 164. sayısından (Nisan 2022) okuyabilirsiniz.

Kayıhan Çağlar

Recent Posts

Karadeniz’in Çanakkalesi HARŞİT

Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…

3 hafta ago

İngiltere’den İstanbul Manzarası Mesut İnsanlar Panoraması

Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…

3 hafta ago

Gerze’nin Sevimli Misafiri Balina Aydın’ın İlginç Hikâyesi

Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…

3 hafta ago

Sarayda Kahve Nasıl İkram Edilirdi?

Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…

3 hafta ago

Büyük Selçuklu Sultanlarının Âlimlerle Münasebetleri

Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…

3 hafta ago

Liyakât ve Ehliyet Okulu Enderun İnfografiği

Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!

3 hafta ago