Koskoca Osmanlı devleti üç kıtada her yerde arkasında birer parça vatan toprağı ve vatandaşını bırakarak çekilmek mecburiyetinde kalmıştı. İşte bunlardan biri de, çok yakınımızda duruyordu. Çevrenin etkisiyle dedelerinin dilini, Türkçeyi unutmuşlardı. Ama evin her tarafında kültürlerini yaşatıyorlardı…
Şehirlerin kimliği zulümle değişmez… Kurmuş olduğu zulüm rejiminin sonunda macerasını ülkesinden kaçarak noktalayan bir devlet adamı, yıllar önce Tunus’ta yaşadığım bir hatırayı canlandırdı gözümde…
Tunus’ta 1993 senesinde cumhurbaşkanı olarak Zeynel Abidin Bin Ali bulunuyordu. Zeynel Abidin, 14 Ocak 2011 tarihinde ülkesini perişan bir şekilde terk edinceye kadar 24 yıl adeta demir yumrukla ülkeyi yönetmiş bir diktatördür. Tunus’u Fransızlardan kurtaran Cumhurbaşkanı Habib Burgiba tarafından Zeynel Abidin bin Ali, Milli İstihbarat birimini kurmak, askerî ataşelik, elçilik, bakanlık gibi birçok görevlere atanmıştı. En son 1 Ekim 1987 yılında başbakanlığa atanan Zeynel Abidin, göreve gelişinden kısa bir süre sonra bir darbe ile iktidarı ele geçirmişti. Habib Burgiba’yı, hastalığını bahane ederek, görevinden uzaklaştırmış, yerine geçmiş ve ülkeyi polis devleti haline getirmişti. Özellikle İslâmî gelişmelere karşı son derece tahammülsüz davranmış ve Müslümanlarla şiddetli bir mücadeleye girişmişti; insan hakları ihlalleri ve radikal laik tutumu ile ülkede tahammülü zor bir baskı rejimi kurmuştu.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Kasım (63. Sayı 2013) sayısından okuyabilirsiniz.
57. Alay’ın başında, elinde kılıcıyla süngü hücumuna kalkan bir komutan olarak görev yapan Hüseyin Avni…
Yarbay Hüseyin Avni Bey’in cephedeki en büyük tesellisi, ailesiyle kurduğu mektuplaşma bağıydı.
Çanakkale Arıburnu’nda şehit düşen 57. Alay Komutanı Piyade Yarbay Hüseyin Avni Bey’e ait kanlı üniforma…
Annemin kardeşlerime söylediği ninnide geçen “Konya dağlarında Emir Sultan” ifadesinin izini sürdüğümde rastladım…
Güzelce Kasım Paşa’nın inşa ettirdiği Cami-i Kebir, Sultan Abdülaziz ve Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın şefkatli…
Selçukluların Anadolu’ya gelişi, tarihin seyrini değiştiren bir dönüm noktasıdır. Bu, yalnızca bir fetih ya da…