Selçuklu tarihi sahasında yapılan çalışmalar oldukça az. Bunun üzerine bir de az okuma problemi eklenince, yayınevleri ister istemez ekonomik kaygılardan dolayı akademik çalışmalardan ziyade çok satanların veya satacak olanların peşine düşüyorlar. Bunun istisnası yok değil. Gerçek tarihin yazılabilmesi için ana kaynaklara inilmesi icap eder. Buradan hareketle Çamlıca Basım Yayın bugüne kadar pek çok kroniği yani tarihimizin ilk elden kaynaklarını araştırmacı ile buluşturdu. Son olarak da Selçuklu Tarihi’nin ana kaynaklarından olan Tevârîh-i Âl-i Selçuk’un gözden geçirilmiş ikinci baskısı vesilesiyle eseri neşre hazırlayan Yrd. Doç. Dr. Abdullah Bakır ile Yazıcızâde Ali ve eseri üzerine konuştuk…
Merhabalar hocam. Öncelikle Selçuklu Tarihi için böylesine mühim bir eseri ciddiyetle ve sabırla âdeta yeniden hazırlar gibi ilim âleminin istifadesine sunduğunuz için teşekkür ederiz.
Yayınevinin gerek kitabın ikinci defa basılmasında gösterdiği kararlılıktan, gerekse redaksiyon hususundaki ilgi ve alakanızdan dolayı ben teşekkür ederim.
Eserin muhteviyatına geçmeden önce sizin Yazıcızâde Ali ile tanışmanız ve çalışmanızı Tevârîh-i Âl-i Selçuk’a yönlendirmeniz nasıl oldu?
Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Ortaçağ Tarihi bilim dalında doktora yaptığım sırada hocam Prof. Dr. Osman Gazi Özgüdenli’nin derslerinde eser ve müellifi hakkında detaylı bilgilere vâkıf oldum. Hocamın bu eserin çalışılmasının Türk tarihi ve kültürü açısından büyük önem arz ettiğini belirtmesi üzerine Tevârîh-i Âl-i Selçuk’a yöneldim.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 112. sayısından (Aralık 2017) okuyabilirsiniz.
“Tevârîh-î Âlî Selçuk”u incele ve satın al
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!